Bir salyangoz sarmalı.
Yavaş mı yavaş akan nefeslerin krallığı.
Arkada parlayan ıslak adımların ışıldayan nehirleri.
Kalbe saplı koca bir bıçak,
Çıkaramadım,
Çıkaramadılar...
Sızar inceden dışıma kırmızıdan yaşları.
Bir salyangoz sarmalı.
Yavaş mı yavaş akan nefesler krallığı.
Etrafta koşan koşturan rüzgar hızlısı korkaklar güvertesi.
" konuşmaz o " demişler,
" neden dilsiz midir " sormuşlar,
" bıçağı vardır keskindir göğsünde ama kullanmaz " demişler.
Kimbilir belkide bilmişler...
Bir salyangoz sarmalı.
Yavaş mı yavaş akan nefesler krallığı.
Nefeslerin yavaşlaması gerek ey adem evladı,
Hızlandıkça biz,
Kokusu kaçıyor bizden yaşamanın.
Yürüyen mezarlıklar voltası sabahların yolları.
Gülmek,dualardan mirası olmuş bir annenin dilinden,
Evladının alnına dudaklarından yazılı...
Bir salyangoz sarmalı.
Yavaş mı yavaş akan nefesler krallığı.
Sevgisizlik kesmiş el keser gibi kalbini,
Sevgi damlamış gönlünün toprağına,
Yeşil bir filiz bebek baş vermiş göğsüne...
Doymuş aşk,
Doymuş meşk,
Kış bahara düşmüş,
Göz gözündeki kainatına...
20:13 kavrulan ruhlar ve kül ocağı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder