Omzumda,o dağın tepesine durmadan taşıdığım dünlerin kesikleri,
Sırtımda kahpe ağrısı almadığım intikamların.
Avuçlarımda kırmızı sular yok,
Kahverengi toprağın mektubundan elime kalan tozlu kelimeleri...
Volesi beğendiğim ruhun kendi kaleme ihaneti,
Söz verilmiş zaferlerin yüzü önüne eğik sessizliği altınlarımın kesesi kızıl kadifeden evinde.
Omzumda,o dağın tepesine durmadan taşıdığım dünlerin kesikleri,
Kalbimde paslı pişmanlığı tetanoz vazgeçmelerinin,
Peşinden yürüdüğüm kaldırımlar ölüyor şimdi yaşlanmadan bile üstelik,
Önünde beklediğim açmadığın kapıları tüm sonların ardında.
Ah merhametsiz mavi şeytan,
Can yakan hiç acımadan,
Konuşmayı bırakan bıçak çeken bakışları ateşten gözlerinin.
Af yok kabrimde beni yaşamın ellerinden çekip kopartan yaraların nezdine.
Omzumda,o dağın tepesine durmadan taşıdığım dünlerin kesikleri,
Cebimde bana miras göğsümdeki taşlara yazıp bıraktığın şarkıları gezegenin,
İçimde hergün ciğerimde acıyan akvaryum porsiyon boğulmalar.
Ölmek eşittir bir,
Büyüğü küçüğü yok ey cebir.
Ruhum sıfır,
Ve yaşamak gözlerinden sürgün bu şehirde sadece emaneti tüm yeminlerimin sevgilim...
Omzumda,o dağın tepesine durmadan taşıdığım dünlerin kesikleri,
Kara merhem dudakların gezinse keşke parmak uçların gibi yaralarımda,
Ve ben vazgeçsem tüm şifalarımdan,
Hiç iyileşmesem,acıyan yanan hiç bir yaramdan vazgeçmesem,
Hergün sana gelsem,seni görsem,soyunsam önüne,
Hergün bıçağını vursan,kessen beni yeniden ve yeniden,
Sürsen kara merhem öpüşlerinden ısıtıp ılık dudaklarını yavaş yavaş yüzünden uğurlayıp yüzüme,
ruhumun tek tek tüm kanayıp kurumuş çatlaklarına sürsen ruhunun ıslak özünü,
Ve ben iyileşsem,yalan söylesem yeniden gelebilmek için yüzünden ayaklarının sarayına,
Kendimi koparıp ruhumdan kabuğunu kanatıp kaldırsam.
Anlasan beni,
Ses etmesen,
Ben dudağının kenarında iskelesine saklanan minik gülüşünü izlesem...
Omzumda,o dağın tepesine durmadan taşıdığım dünlerin kesikleri,
Karşımda aptal tanrıları korkak kölelerin,
Yeniden yeniden beni yerin dibine geri yollayan şu kimseden yana sevilmemiş zaman.
Paralı askerleri ölümlü limitli etlerin,ruhların.
Beni isteyen alamayan rütbeli hıyarlar,
Bileğime kelepçe takamayan şu saat denen esareti yaşamak cehenneminin.
Ve zamansız cenneti gözlerine kavuşan gözlerimin,
Tanrılar banyo yapıyorlar kocaman bir elmastan gölde sevgilim,
Bulutlar işiyor üstlerine gök gürültülü kahkahalarıyla başlarından,
Keyifle gülümsüyor ölümsüz ruhlar ütopyasında birkaç saniyelik mutlu tüm rüyalar,
Umrumda değil bozkırda masumu terkeden,gökte keyif çatan tanrılar sevgilim,
Benim gözlerimde cennetin filmi oynuyor,
Ve ben kapatıp gözlerimi seni düşünüyorum sevgilim...
15.28 fin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder