26 Eylül 2025 Cuma

"No cuts"

 
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Yolunu bulan maması bebek ağlayışlarının.
Durmadan dönen şu koca dünya ve biz karıncaları yaşamak sanatının.
Belkide tanrı bir çocuk ve dünya onun mavi akvaryumu kimbilir.
Durmadan dönen şu koca dünya,
Ve gözlerinin içinde mutluca saplandığım,altın çamurundan bu ipekten eylemsizlik.
Dönüyor dünya dört nala,
Ve biz tutunmuşuz birbirimize,düşmüyoruz hiç sevgilim.
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Zamanın adı ocak takvim sayfasında,
Benim içimde cehennemin demiri demleyen ateşleri harlanıyor sevgilim sanki.
Bunalıyorum,nefeslerinin ılık melteminden uzak kaldığım her saniyesinde zamanın.
Saklı itiraflarımı yırtıyorum çaput çaput karanlığımın odasında bir ahşap kutuya.
Ve rüyalarda beni bin şeytan okluyor sevgilim,
Kan kaybediyor kalbimdeki tüm hayallerim üşüyüp uyuyakalana dek...
Hedefiyim düşen meleklerin serin akşamlarda.
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Dünya dört nala dönüyor sevgilim;
Yerinden oynamaz denilen yüce dağlar kayıp düşüyor kıyameti gelince,
Denizler koşuyor üstümüze süngüsüyle emri verilince.
Ve gözlerinde saplı kaldığım,bana adım dahi attırmayan altın çamurundan bu eylemsizlik,
Dönüyor dünya dört nala,
Ve biz tutunmuşuz birbirimize,düşmüyoruz hiç sevgilim.
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Gelgit'isin gözyaşlarımın sevgilim,
Bir söz verdim nefsimde nefesime,
İstesem de kıyamıyorum ne can'a ne Canan'a sevgilim.
Can benim değil,
Değil ki sen...
Kandırıyorum her seferinde bir çocuk gibi hala kağıtlarda ama kendimi,
Sen benimsin sevgilim...
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Demleniyor ruhum kaynayan kumların üzerinde,içimdeki geçilmez çölün mahşerinde...
Tutulamaz bir sac ibrikten dökülüyorum düşürülüp ayaklarının önünde,ayaklarının yoluna sevgilim...
Kumlar içiyor beni yana yana,
Ve kumlar soğutuyor beni koynunda zamanın.
Ben yorulup ölüyorum...
Kalbime saplanmış,usul usul odalarıma adım atan bir mızrağın ucuna yazıyorum adını kanımın ılık mürekkebinden süzüp harflerini...
Kan kalmadı kalbimin durmaz değirmeninden geçecek gayrı sevgilim,
Bir dua'n kanadı olsun soğuyan etimin,
Beni yak,kül et ve savur gözlerinden göklerine sevgilim.
Uçuşayım peşinden rüzgarlara inat yine de ve yine de...


09.39 göğsümü delen mızrak ateş aldı yüreğimden...mızrağın ucu eridi altından ışık rengi bir har ile,karıştı kanıma volkanların kalbi misali ve içimde sen kaldın geriye bir tek sevgilim...

Hiç yorum yok: