Sferlerin armonisinde uyanıp duyuyorum seni,
Kimi beş olur kimi altı,bilmem hangisidir kuşluğun vakti.
Ey Veneranda'nın suyu,
Fısıldasam da,
Duysan keşke beni...
İçsem içsem; içime, aşk'ına düşsem ya seni.
Ah aaah ve o yaseminli taş evlerin kokusu,
O sokakları yüzünün,
Saçlarında süzülen sülünler,mayıs kavaklarının esintisi.
Taş ağlar başkası duymaz der ustası,
Sferlerin armonisinde uyanıp duyuyorum seni,
Kimi beş olur kimi altı,bilmem hangisidir kuşluğun vakti.
Bir su akar ki çeşmesinden,
Uğruna fezadan yıldızlar dökülür,ayağına kapanır yıldız tozları ışıl ışıl masmavi sinene saçılır...
Taş'a fısıldanan dualar alır tüm ahları götürür,
Bir mısra üflesen yüzüme duymasam bile hiç sesini,
Nefesin değer uzaktan tenime,
Garip yüreğim bin parça düşer toz duman olur saçılır.
Sferlerin armonisinde uyanıp duyuyorum seni,
Kimi beş olur kimi altı,bilmem hangisidir kuşluğun vakti.
Taş kalpli biri demişler sana bilmeden tanımadan belki affet,
Öyleyim desen de başını eğip kendine mum odanın akşamında yatağının kenarında,
Alır elime bir keski bir çekiç,
Koşar gelirim sana kapatıp gözlerimde gören tüm suretimi,
Oturur önüne bin yıl yüreğin taşına çırak olurum,
Bitmez eserim'e kazırım aşkımı fısıltı kadar,
taşın yüzünde,görünmez olurum,
Kimse görmez kimse bilmez asla dokunmadan yüreğine inan,
Baksan yüreğin duvarında,bin yıl okusan bitmez bir şiir olurum...
08.55 taş duvardan cennetler yontan gönlüm,her keski adımına bir dua bir şiir bağlayan aşk'ına mürid yüreğim...ve o yorgun ah eden ellerim...
Uğruna amade satırlar rüzgarı olsun küreği düşmüş sandal ruhlarımızın sevgilim...
Taş yaş alır kırılır dökülür,gerisinden güneş olur doğar kadim bir ışık yumurtasını kırıp göklere sapsarı bir civciv gibi doğup...
Bir yıldız,üç dalga alsın götürsün beyaz bir güneşe bizi...
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder