Eğilmez bükülmez denilen soğuk demirden kuralların şehri,
Eriyor damla damla hergün gözlerimin önünde şimdi.
Şifasını çalıyorlar ellerinden,gözlerinden,
Masum şehir öksürüyor taa ciğerlerinden.
Martılar ki sinekleri denizin,
Kimi bir vapurun yanında vızıldıyor bir lokma simit için,
Kimi bir motorun köpüklerden ardında oynuyor denizin maviden yemek masasında.
Eğilmez bükülmez denilen soğuk demirden kuralların şehri,
Eriyor damla damla hergün gözlerimin önünde şimdi.
Dudaklarda ıslanan sözlerin filizleri bile korkutuyor korkakları.
Şiirler yaprak yaprak yeşiller açıyor güzel yüzünün parklarına oysa.
Korkunun şaire faydası yok,
Şiir ateşe düşen değen ellerden yanıp tutuşup önümüze düşüyor.
İnsan hakları beyannamesinde yazıyor keza;
Acısını hissetmek ve acısını yaşamak en temel hakkı insanın,
İnkar yada kabul senin beyanın sadece...
Eğilmez bükülmez denilen soğuk demirden kuralların şehri,
Eriyor damla damla hergün gözlerimin önünde şimdi.
Sonra bir kuş eğilip ötüyor kulağıma cennetlerden uçup kaçıp sanki,
Gülümseyip kocaman çekiyorum mutlu hissetmenin kılıcını yüreğimin kınından kaçırıp inan ki...
08.09 kahvaltıyı kızarmış kıtır bir savaş ile açan çocukların saklankaçında,sessizlik huzurun cenneti demekti...
- bugün okulda ne öğrendin çocuk ?
- bir gün daha hayatta kalabilmeyi...dedi ve sustu çocuk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder