2 Ekim 2025 Perşembe

Yakılmış cümlelerimin külleri

 
Kuş konsunlar boynuna*.
Bir tokat yedim.
Dağıldı elimde kafamda ne vardıysa,
Kelimeler düştü,cümleler ters döndü gözlerimdeki koltukta.
Yerde kurumuş bir parmak boyu bir dal yaprak gördüm,
Yeşili solmuş çoktan ruhundan,
Eti kurumuş göç eylemiş kanı canından.
Kuş konsunlar boynuna.
Bir çocuk susmuş,
Ve herkes yalnızca yine de onu dinlemiş,
Böyle bir zamanıymış geçen,kayıp dökülen günlerin.
Nefeslerini çalmışlar,
Ve yerler şehit yaprakları ile örtülmüş ekimin.
Tüm ağaçlar üzgün,
Kağıttan paralar satın alıyor kadim ağaçların kanını satıp kendi kendini.
Kuş konsunlar boynuna.
Bir çocuk susmuş,
Dökülmüş yüzün yüzüme sanki,
Seni arıyorum kainatta,dualarım küreğim dilimin denizlerinde...
Yakılmış cümlelerimin külleri batıyor şimdi lacivert denizinde kış gecelerinin.
Balinalar içiyor mısralarımı.
Kuş konsunlar boynuna.
Bir çocuk susmuş,
Ve ağlamış sahte mahşerlerin ardından tüm ağaçlar plastik cehennemin dumanlarından kuruyup düşüp...
Yürümek kaderi ekmek taşıyan yada arayan tüm karıncaların.
Kuş konsunlar boynuna.
Bir çocuk susmuş,
Oyuncak arabaların kazaları kulağımda,
Oyun savaşların uydurulmuş kanunları çıtırdıyor güneşin yaktığı toprak damda şimdi.
Daha da acılaşıyor her kırmızı,
Ve daha da can yakıyor her lokma artık boğazımda çürüyüp...
Kafatasımın içine çimenler ekiyorum bir çay kaşığı huzur bulsun diye içimdeki savaşlar,
Ve kimse ölmesin silahlı saklanbaçlarında o pis yalancıların.
Bir kedi bakıyor yüzüme,
Ben eksiliyorum birkaç saat daha nefeslerimden...
Kuş konsunlar boynuna.
Bir çocuk susmuş,
Bir aden yaprak açmış cennetinin körfezine,
Bir yürek alkış tutmuş içinde yıkandığı kırmızı ırmağına...



18.15 Kuş konsunlar boynuna*

Nilgün Marmara anısına...

Hiç yorum yok: