13 Ekim 2025 Pazartesi

Bir tutam tuz sinenden dilime sürülü

 
Bir tas'ın içi demirden;
İki kaşık çorba.
Bir lokma ekmek eline değmiş belki.
Bir tutam tuz sinenden dilime sürülü.
Gözlerin ardına dek kapalı,
Düşünde demlenen tutulmaz el değmez kaynayan bir çay misler gibi...
Bayat bir buğday tanesi,ağrıyan bir karınca sırtı nemli.
Candan ileri,canının ardı.
Çeşme dibi yosun yeşili,
Su içen bir dananın bebek ağzı,suyun yüzüne düşen ağacın gölgesi.
Toprak kokulu,toprak tadı bir tabağa düşmüş kaynayan banyosundan boynu bükük sonsuz uykusunda dalından koparılmış ayşakadın bir fasülye...
Candan ileri,canımın taa içi bi yeri...
Sevdadan da ilerisi...
Bir tas'ın içi demirden;
İki kaşık çorba.
Bir lokma ekmek eline değmiş belki.
Bir tutam tuz sinenden dilime sürülü.
Dudağımda senden miras bir çatlak,
İçine,derinine düşen bir tuz tanesi,
Derin mi derin baş edilemez bi sızı,
Candan ileri,canımın taa içi bi yeri...
Sevdadan da ilerisi...
Göğsümde kan dolup taşan aldan bir sandık gömülü içimde bir yerlerde,
İçine saklı tüm ıslanmış dünler,
Kurumuş kanıyla tüm sayfalar,mektuplar...
Candan ileri,canımın taa içi bi yeri...
Sevdadan da ilerisi...
Bir tas'ın içi demirden;
İki kaşık çorba.
Bir lokma ekmek eline değmiş belki.
Bir tutam tuz sinenden dilime sürülü.
Eline sağlık sevgilim,
Ve afiyet olsun ey sevda.


23.20 geceye saplanan kıymık.

Hiç yorum yok: