16 Ekim 2025 Perşembe

zamanın kumları arasında

 
Bi başına bir şair,
Başını taşa yasladı ve keder...
Yankısı dağlarda bir buğdayın ilk açılıp kırılma çığlığı.
elinde kurşundan bir kalem,
Ekinde bir arpanın düşü,
Dalında domates kokusu gözlerinde hüzün.
Tüm hüzünlerini kopartmak istiyorum tek tek gözlerinden en al'dan en yeşiline dek hem de.
Altın saksısında sulanan bir esaret,
Toprağına ayak basan ucu bucağı olmayan bir özgürlüğü yenebilir mi ki kalbimde hiç...
Bi başına bir şair,
Başını taşa yasladı ve keder...
Dün aklıma düşen esip gider aklımdan zamanın çölden rüzgarından belki,
Yazdığım bin yıl açan bir zeytin kağıdımda kalemimden su bekleyen şimdi.
Kısa zamanlı çimenler yemyeşil kafamın çayırlarında şu an,
İki bin yıllık zeytinler dikiyorum fidanı avuçlarından kokuna değmiş yüreğime şimdi.
Hangi yarın tehdit edebilir ki beni,
aklımda sen ekiliyken sevgilim peki...
Bi başına bir şair,
Başını taşa yasladı ve keder...
Yağmura yattı dudaklarım duaların uçurtmalarından ipsiz kalıp uçup,
Bir güneş tokatladı yüzümü sabahımdan yakalayıp ruhumu...
Kaç uzayı var umutsuz nefeslerimizin sevgilim,
Ve kaç uzaylı şehit düşüyor sadece elimizi sıkmak için.
Bi başına bir şair,
Başını taşa yasladı ve keder...
Yaşamak,yaşamak ve yaşamak;
Sadece seninle güzel ve yaşamak sevgilim...


08.24 sabah dört...ve ağına düştü lacivert denizinden zamanın kumları arasında sıkışan balıkları bir bir düşlerimizin...

Hiç yorum yok: