8 Aralık 2008 Pazartesi

keşke bugulansam ...


keşke bugulansam...
hayal gibi görünse hayal olsa herşey
keşke bugulansam...
kar yagsa gördügüm herşey üzerine
gözlerimin eteklerinde erise bakışlarımın soguklugu
ıslansa gözlerim...
ıslansa gülümseyişim...
kar yagsa parmak uçlarıma keşke
parmak uçlarının çıkıntılarında düşlesem seni
tüm düşler üşüse...
ama mutluluk erise dudaklarımızda sıcacık...
sıcacık yansa sözler agzımızda dilimizde...
dilimiz sıcacık yansa dudaklarımız alevlense
ve tüm sözler kızarıp çatlasa bu ateşin üzerinde sıcak ele avuca alınmaz kestaneler gibi
tüm sözler yansalar dilimizde ve sonra üşüse hepsi birden ...
dudaklarımız sarılsa birbirine
sıcacık nefeslerimizle ısıtsak üşüyen sözleri dudaklarımızda
öpüşsek
sönmeyecek bir yangın yerinin tam ortasında üşürmüşcesine
öpüşsek seninle
kavuşsa dudaklarımız birbirine
tüm özleyişlerin ışıgında aydınlanır gibi bir köy yerinde geceyarısı...
zifiri karanlıktaki birkaç damla ışık tanesi eşliginde
kavuşsak birbirimize ve
tüm kavuşmalar kavuşsa içimizde
kutuplar erise içimizde
buzlar erise
mevsimler degişse
altüst olsa içimizdeki tüm dünya...
hiçbirşey söylemesek...susuşsak sadece
elele tutuşur gibi dildile tutuşsak seninle
dudaklarım dudaklarınla mühürlense
tüm sözler içeride kalsa
içeride konuşulsa herşey yine
dudaklarımız ayrılmadan
elele tutuşur gibi dildile tutuşup sevdigimizi söylesek
şarkılar söylesek birbirimize
hiç ayrılmadan devam etsek tutku yolumuza...
durmasak bütün gece...
elele tutuşur gibi dildile tutuşsak seninle
içimizde üşüyen tüm sözleri ısıtalım diye...
öpüşsek güneşin dogumuna dek hiç durmadan
nefessiz kalışlarımızda açsak gözlerimizi sadece ve göz göze gelsek bakışsak
ama durmasak yinede hiç
gözgöze öpüşerek dinlensek seninle
yorulsak nefes nefese kalsak beraber koşuştururcasına
senin derin nefeslerin bana karışsa
benimkiler sana...
ama yinede hiç durmasak...
yorulsa dudaklar
uyuşsa öpüşmekten aşık dudaklarımız aşık kalbimiz...
ve gözlerimiz bakışlarımızı örtüp üzerine
uzansa yorgun bir mutlulugun üzerine...
gülüşsek sonra gülümsesek dudaklarımız ayrılmadan birbirinden
biz öpüşsek
ve tüm güzel rüyalar uykusuz gözlerimizden bizi izlese iç geçirerek...
biz gülüşsek...
kalpler atsa...
biz gülüşsek
pencerede menekşeler meraklansa...
biz öpüşsek ve ten yansa...
biz öpüşmelere salınıp bıraksak kendimizi
gecenin en derin ve karanlık saatlerinin sularına...
biz öpüşsek
ve öpüşmeler bizi düşlere taşısa
gözlerimiz açıkken uyumadan daha...
uyuyakalsak sonra seninle...
uyusak çok derin uyusak...
sonra açılsa gözlerimiz bir anda
birden uyansak
ve bu güzel rüya son bulsa
FIN yazsa mahmur gözlerimizde...
teninden tadın bana miras kalsa...
ve ben agzımda tadın hatırımda kokun
seni düşünsem
seni düşlesem uzun uzun bütün gün...

Hiç yorum yok: