22 Aralık 2008 Pazartesi

sonra bir avuç su gibi öpüş benimle...



konuşur gibi öpüş benimle..ve öpüşür gibi konuş benimle..tıpkı renoir'un güllerinin bir kadın yüzüne yada renoir'un kadınlarının bir güle benzemesi gibi bak yüzüme...öyle bir sus ki bazen kurusun dilimiz dudaklarımız...sonra bir avuç su gibi öpüş benimle... ve öpüşür gibi konuş tenimle...öyle bir bak ki sonra gözlerimin içine...içimde bahar olsun mevsim..ama dışarıda şubat rüzgarı dövsün penceremi buz gibi...üşüsün hasretim...yansın yüregim...ve sen gözlerimin bugusuna yaz tüm yazmak istediklerini parmak uçlarından...ve sonra öyle bir degki dudaklarını dudaklarıma , silinsin yazdıgın herşey gözlerimden...gözlerimin bugusunda yazdıkların süzülsün aksın gitsin...gözyaşlarım asansörü olsun tüm yazdıklarının ve akıp insinler aşagılara herşey ile birlikte...sonra sessizlik olsun...sesin duyulsun sessiz karanlıkta...kurusun dudaklarımız suya hasret bir toprak çaresizliginde...sonra sen gel bir anda...gök gürlesin sesinde ve gri bulutlar gibi bak yüzüme gözlerinde...durma sonra...konuşur gibi öpüş benimle... ve öpüşür gibi konuş tenimle...renoir'un baylar ve bayanlar tablosundaki ahşap veranda ol bana sonra ve otur benimle tamda orada...öyle bir sus ki kurusun dudaklarımız...sonra bir avuç su gibi öpüş benimle...

Hiç yorum yok: