9 Nisan 2010 Cuma

sen kocaman bir denizsin gözlerimde...


sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
adın aşk avuçlarımda...
saklı bir kopya kagıdı gibi sanki
yazdığın ilk mektup hala ceplerimde ;
dokunmaya dahi korktuğum
çıkarıp okumaktan delice ürktüğüm...
ama orada olduğunu hep heyecanla bildiğim...
sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
elimden tutup zorluyor birileri kimi zaman
adını aşk boyadıkları sandallarda
bu denizi dolaşmaya...
fakat ben ne zaman kürek çeksem birinin
adını aşk koyduğu sandalında,
seni izlemelere dalıyorum daha çok...
siliniyor karşımda konuşanın sözleri kulaklarımdan,
gözlerim sana dogru kayıyor usul usul
ve ben deniz ne kadarda güzel değil mi diye
saçmalıyorum hep yaptığım gibi...
sana düşüyorum daha çok yani...
kim adı aşk sandallarda açılmaya zorlasa beni
açıkları sen bir denizde
sana düşüyorum dahada çok ben...
kıyılarında sana hasret
bana hayret
özlemler gel gitleniyor üşüyen yüzümde...
kim adı aşk sandalıyla açılmak istese bende
bir süre sonra alabora olup
yine sana düşüyorum...
seninle ıslanıp
sana batıyorum elimde olmadan...
sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
eskiyen mektupların sararan satırlarında gel gitler geceleniyor,
titrediğimiz heyecanlar,
okumalar sökülen dudaklardaki gibi
korkuyla yavaştan heceleniyor...
fransızca seni seviyorumlar vurup sararan fotoğrafına
türkçe ağlıyorum yastığıma fısıltılarda hala...
sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
ben bir balıkçı,
senin kıyılarına
yüreğinden prangalı şiirlerinde...
sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
ben kumsalına iskambilden evimizi,
mektuplarının kağıtlarından katladığım
gemimizi demirleyip
uzanıyorum yokluğunda asla gelmeyen
inatçı hayaline...
sen kocaman bir denizsin gözlerimde...
ve ben senden geride kalan
yalnız bir ceset sandal,
çekildiğin kumsalın kumlarına zindan bir yalan
tüm bu alan...
senden geride kalan bir ada bu yaşam bana,
heryeri seninle çevrili bir alevin kızgın kumlarında ben
kuyruğu sevda,intiharı sen bir akrep
bu kumsalda kumdan saatin yelkovanı yanında...

Hiç yorum yok: