11 Aralık 2010 Cumartesi

kaç aralık dudaklarından düşenler...


haydi durma öyle yapayalnız duvarda,
yırt takvimden gözlerini usulca...
ve bak,
kaç aralık dudaklarından düşenler söyle bana...

şiirini yüzümden yüzen kadın,üşüyen ceketim ben değilim inan.
benimki sıcağımı ceketimle paylaşma çabası sadece...
cebimde bir kışı üşüyorum ben,
ve ellerim yumruk yumruk adressiz mektuplar gizliyor tenime.
sözlerim üşüyor...
mısralar pul pul dökülüyor siyah beyaz gazete sayfalarından katladığım zarflara.
ve sadece duaları taşıyor post/acı bu taraftan araf'a...
bir tas su dileği ile
mektup mektup susuyorum işte bu yüzden sana...
dudaklarımda kuruyan bir şiirin çatlayan mısraları ve
dilimde ıslanmamış pulların düşsüz çaresizliği var...

Hiç yorum yok: