28 Aralık 2010 Salı

taş ve yorak...


hayır arkasını dönen fotoğrafın omzunda yazanı görmeyeceğim bu sefer,
gördüğümü söylemeyeceğim bu kez,
gördüğümü susacağım sana...
akmak isteyen her damlayı kilitleyeceğim gözlerimin ardına...

düşündüklerin durmaz dökülür çağlaya çağlaya dudaklarının uçurumundan senin,
asıl,hissettiğini susarsın sen,
kuruyan dudaklarındaki o soğuğu susuşuna kilitleyip...

ve zaman,dudaklarından tenime akan rengiydi sabahtan kanayıp doğan güneşin...

* taş ve yorak kadar uz/aktılar...

Hiç yorum yok: