Güvenli korkum.
Neyi sevdim,neyi korktum.
Bilmiyorum.
Şaşkın kırılganlığım.
Kaybı kabullenmez yüreğim.
Canavarı ben miyim sen misin bu sevdanın.
Etiklerin ipten sıratı.
Tanrısı kim bu senaryonun.
En kırılgan olduğum yerde yerlerdeyim,
Camlar kırık,tuzla buz gökler gibi dökülmüş yerlere kırık cam damlaları...
Reddi miras hislerim,
Terkedilen cennetim.
Tanıdık ihmallerin sığınağı,keskin geçmez kan lekesi saldırganlığım...
Bir topluluğun kadim kutsal merhemi sıcak merhametli kolları,
Sarıl,dinle kulağını teslim ettiğin o huzurlu kalbi.
Norm'unu yağmalayan yamyam yüreğim,
Isırıyorum kendimi.
Çirkin yalnızlığım,iğreti sessizlik...
Söyler misin,
Süper insan,başardı mı içindeki şehri kurtarmayı,yeniden kurmayı...?
İçime dökülen hiçlik,ağırlaştırıyor beni.
Bir plastik hortuma bağlı eski bir dalgıcın zırhıyım yüzlerce kiloluk,
Bir bebek gibi hala anamın nefesinden nefesimi alırım,
Ciğerine bağlıyım iki mavinin arasında yüzen o güzel beyaz yelkenli kadının,
Gemimde hatırat defterim,seyir notlarım...
Yakın mısın ,uzak mısın ...inan bilmiyorum.
Toplumsal sıcaklık arayışım.
Kalbime saplanan diken.
Mesafeler senin olsun sevgilim,
Sınırlar ki insanın uydurduğu bir masalın oyunu bence.
Oyunun bittiğini söylememiş kimse bir akşam,unutmuş birileri ve gerçek olmuş sonra...
Unutulmuş gerçekler konservesi gözlerin.
Ne zaman açsan kapağını,
İlk anındaki gibi kokar burnumuza,zihnimize yeniden tüm yaşananlar ve kesip kesip doğrananlar...
19.10 sonu tükenen başlamalar atlası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder