Çok yalan söyledik seninle beraber dünyaya oysa,
Gerçi güzel dünyanın suçu yoktu hiçbir zaman.
Ne varsa boktan insan.
Bağdaş kurduk oturduk üstelik o elma ağacının da altına,
Sevmiştik,
aç değildik hiç ama hiç nedense asla.
Çalmadık o güzel ağaçtan bırak bir elmayı,solgun bir yeşil yaprak bile...
Hiç günahımız da yok yani kovulmamız için.
Umrumuzda değildi gözlerimizden başka bir şey sanırım,
düşse bile yağmurlar gibi elmaların en tazesi en kırmızısı dahi ellerimizin yamacına,
Aç değildik...
Çok yalan söyledik seninle beraber dünyaya oysa,
Sakladık kağıtlara sarılı cümleleri,yaşları ve tüm o gevrek sıcacık mutluluk gülüşleri...
Kandırdık belki tüm babaları,anneleri,
Aşk diye bir şey yok diye bağırdık yüzlerine yalandan defalarca,
Yanıyordu ağacımız dur duraksız,uçsuz bucaksız...
Kırık bir cam ve bir ağustos öğleni yeterdi tüm dünyayı yakmamıza sanki...
Yazda güneşin sevda mesaisi idi,
yüzünde durduramadığın taşan gülüşün inan ki...
Sele veriyordu beni gözlerinin eteklerinden aşağı...
İşte öyle,
Kırık bir cam ve bir ağustos öğleni yeterdi tüm dünyayı yakmamıza sanki...
Yanıyordu ağacımız dur duraksız,uçsuz bucaksız...
Yanan koca bir ağaçtan toprağa bir gölge düşse bile yeter bize çünkü diye inanmıştık belkide.
Çok yalan söyledik seninle beraber dünyaya oysa,
En çok da birbirimize,sonra kendimize belki.
Sevdik bitti bile dedik kaç defa yüzyüze,
Bitti kesin artık,bu son sefer dedik bitmediğini bile bile...
inanmadığımız dalgalar dövdü tuz ile defalarca yaramızı.
Baban merhem sürdü yorulmadan her gün,
sen kanattın topa tutup tüm yara kabuklarını ardından yeniden ve yeniden belki...
Anam tuz bastı yorulmadan her gün,
Ben dağladım sol yanımdaki kabrimi ardından yeniden ve yeniden, ateşten derip en keskin bıçağımı belki...
Çok yalan söyledik seninle beraber dünyaya oysa,
Gerçi güzel dünyanın suçu yoktu hiçbir zaman.
Ne varsa boktan insan.
10.24 dağlanan takvim yapraklarını söndürürdü sağanak tüm güzel ağlamalar...
"zaman,herşeyin ilacı.geçecek" demiştin.
Geçmez bir yara,müebbet bir hastalık mı bu inan bilmiyorum,
Ki müebbet hastalıklardan yana deneyimliyim de bilirsin,
İyi dinle tekrar söylüyorum,
Geçmez bir yara,müebbet bir hastalık mı bu inan bilmiyorum,
Yapışan bu içimize,kanımıza,yüzümüze,
İki eliyle bazen boğazımıza sımsıkı yapışan,
Bize nefes aldırmayan sanki...
Yani neyse,önemi yok,
Ama yine de bilmeni isterim,
İyileşmek isteyen de kim sevgilim...
*
"ben daima doğruyu söylerim",yalancıların tövbesidir sevgilim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder