Doğruyu döver yüreğinin bin derece ateşinden döküp demire daima,
Gözlerinin suyuna verir sıcak kılıcını adaletin, bir vadiye sığamayan sis misali temiz beyaz dumanı ile.
Ey sesi can suyu her türküde,alır götürür seni atar bir uçurumdan sonra tutar elinden tam da düşmeden,
tutar ama daima seni keskin her yamaçtan...
Ey haydar,
doğdu tanrının kuzularını koruyan aslanların diyarından...
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
Çelik çivisi çarmıha gerdiği şeytanların kanayan avcunda,
Eğilmez,bükülmez çekiçlerinde hiçbir rüzgarın,
Değişmez dört mevsim buyüttüğü baharın sıcağı gönlünde yada hiç bir sabah ezanı baba bir şafakta.
Ey murat,
Kederin medresesi,her günü kabrin azap odası asil kadim bir ruhta,kuzeyin dost rüzgardan yemini boynumdaki muskada...
Yapayalnız çocukluğumdan beni uyandıran,bir sıcak dost makamı,başımı okşayan sabah ezanım...
Doğdu,yeşillerin suya uzandığı bulutları öpen bir dağın siyah denizlere sevdalı yamacında...
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
Ey acıların bahçevanı düştüğümüz bu hergün yanan cennetinde tanrıdağının.
Tanrının bahçesi onun suyuyla boyanır gözlerinde.
Ey tanrının hayallerini dinleyip dünyayı boyayan ressamı.
Müziğin kederli notası,
içindeki savaşların güneşli kardan açan aydınlık gün ardı...
Küçük bir pencerede boğazın rönesansı...
Ey barış,
Doğdu delilerin tanrılarla öpüştüğü,
göğe başını dayayan yeşil bir dağın,
bulutları sevdiğinin üzerine her kuşlukta örten çayırlarında...
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
Ey Macellanı bin kez keşfedilmiş düşlerin,
lacivert kızgın tokatları ile kocaman kıştan okyanusların.
Ey kaptanı tüm hürriyetlerin,
Koca maviden bir leğen bu dünya ve elinde kağıttan gemin...
Her durakta sürgün ağlayan tüm duvarların.
Dizi kanayan çocuğunun başını okşar her gece rüyaların...
Ey özgür,
Gözlerinden denizleri yağan dolduran bir sabahta,
Doğdu kimselere sormadan,denizlerin bittiği tükendiği,sonu gelmiş gezegenin mahşeri mavi bir uzayda...
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
Ey küçük prensi uzayda o asla gidilemeyen gezegenin.
Yarınları düşünen adam,bugünü yaşamayı unutup cebinde.
Yalnız öksüz kurdu yaşaması için yola koyulduğun tüm yalan yolların.
Sarhoş demi yorgun uykusuz notaların.
Ey merih,
Kainatın sayarken hep unutulan güzel yürekli gezegeni.
Doğdu tertemiz bir azizenin kurban olunası kutsal gönlünde...
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
Ey cehennemde dövülen kılıçlarım,
Kırılmaz çeliklerim,
Aslan yüreklilerim,
Ateşte dans eden kahramanları yaşadığım diyarların,
memedim,alim.
yüreğinize sağlık.
Hepimiz aptalız kafamızda dolaşan kadim dostlar olmasa...
*Teşekkür ederim ey insanlar ve can yakan tüm o ağlatan zor yollara.
11.08 bir dost meclisi kafamda.
Ps: kronolojik sıralama ile yazıldı altın küpümden tüm isimlerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder