Perdesi kapalı öğlenimin.
Sanki yokmuşum gibi.
Günün gölgesi içeride ama,
Sanki güneşi hiç doğmamış gibi...
Dönüyor gezegen,dönüyor insan.
Bir tek ay mı duruyor yerinde?
Bilim yanıyor bir ateş gibi evet içimde,
Başka bir ateşi görünce susuyor sönüp
tüm hesapları ve cevapları ile,
Adı aşk bu ateşin bir yangının ertesi ellerimde.
Affet beni albert,
İzafiyetim,gözlerim yağmalıyor tüm hesaplarını,
Ve durduruyor zamanı tüm kainatı boşverip sevdiğimin gözlerinde...
Bilime küfür mü ki aşk ölümlü bedenimde,
Bu gördüğüm ne o zaman söyle günahkar yüreğimde,
Affet beni isaac,
Yağmur yerden göğe doğru yağıyor,
sevdiğimin dizlerime uzanmış bana bakan eşsiz gözlerinde...
Perdesi kapalı öğlenimin.
Sanki yokmuşum gibi.
Affet beni galilei,
Kayıp düştü ellerimden
zamanın kumları,sonsuzluğun suyu gibi,
Kaybettim onu bir öğlen vakti sanki hiç yokmuş misali.
Değdim ellerimi uzatıp göklerin sönmez ateşine gibi,
Şimdi kaldım ışıksız günahkar şu karanlıklara.
Günün gölgesi içeride ama,
Sanki güneşi hiç doğmamış gibi...
Kaybettim.
Güneş doğusunu terketmiş,batıda ilk defa doğacakmış gibi...
Varlığın alametim,
Yokluğun kıyametim olup sur'u üflemiş ve doğmuş sanki serin bir akşam vakti gibi...
11.28 kaderi yazılı tüm cennetlerin ta ezelden bir damla suya.silinip gitmesi suyun hainliği ise,korkup içmemek bizimki mi ki ?
* suyun hafızası unutmaz hem kimseyi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder