Bin alemi yürüyorum gözüm kapılarını ne zaman örtsem.
Sen durdum sanırsın gecemi yerli yerimde.
Alemi yürür sızılar fezayı çiğneyip geçip.
Seherler dökülür taneler diye kum saatinden.
Bağlar derdini içine atar,ağlar tüm üzümleri ile.
Rengi yok bir cam,bir lav taşı dilim,
Ne zaman güneş vursa çıkar kadim çayırların eşsiz tüm renkleri.
Bin alemi yürüyorum gözüm kapılarını ne zaman örtsem.
Sen durdum sanırsın gecemi yerli yerimde.
Bir çeşme bir de kapı,
Dinlesen yeter,içmesen de olur.
Sırtını dayasan kafi,kapıyı çalmasan da olur...
11.28 sisli rüyalar,süslü kabuslar zamanı şu kahpe zaman avuçlarımızda.
suyun bir yüzü var ayna diye göğü kendine baktıran,
bir de ruhu içinde binlerce alemi yaşatıp kendinden dahi saklayan...
suretin kapısı yanık,ardındaki cennetin yeşilini tohumundan kavurup yağmuru ile boyayan...
sobe demeni bekleyen karınca orduların var farketmediğin,sana kimseler görmeden yol gösteren...
denizlerin denizi,dağların dağı var...
en güzeli,en şahı.
ben yine de bahçemde yağmurun su verdigi küçük çukuruma sevdalı...