Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
An çatladı,kan sızdı yollarıma.
Dört tel kaldıydı,koptu biri daha,
Üç tel çaldı ağıdımı dağlara.
Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
Büyüdü mısralarım,buğdaylarım,
Düşlerimin sapı sarardı kaldı.
Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
El kesildi,ot utandı.
Rüzgar bir dut dalı tuttu saz etti çaldı,
Sincap kovuğunda inim inim inledi,
Bülbül dalında sessizce ağladı.
Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
Çekirgelerin cenneti bir harman yeridir belkide.
Bir ağacın dallarını saydın mı hiç şimdiye kadar?
Kalem elinde,
Kağıdı dikine çevirsen şair,
Enine çevirsen ressam mısın söyle.
Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
Yürek üşüdü sobasına elini uzattı,
Aşk tuttu elini bir merdivende,eline nefesini üfledi.
Biri tuttu ovaladı,
Biri kar ile yıkadı.
Yürek uyudu uyanmadı.
Ah aah.
Don yedi sızılarım böğrümde.
Kabir yumuşacık beyaz çarşafını örtmedi topraktan yüzüne.
Çok kar yağdı o gün,
Tüm şehir,tüm gezegen,
Kimseden çıt sesi çıkmadı...
13.57 birbirine benzeyen çocukluk ağrıları vardı ruhumuzun sanırım.köy kokusu ile öpülmüştü dualarla gece uykusunda saçlarımız.köy çeşmesi bir okyanustu gürül gürül akarken kulaklarımızda ve kıyısında su içen kocaman dev inekler balinasıydı o denizlerin.birbirine benzeyen çocukluk ağrıları vardı ruhumuzun sanırım. aynı otu kaynatıp içsek geçecekti kimbilir belkide.ve biz farklı otları kopardık çiğnedik.bana bitmez tükenmez bir ağrı kaldı içimde bir mum misali yanıp duran,sana sis gibi bir anda çöken sanki bir sessizlik hali,bir lal cehennemi kuş cıvıltısı bahar ruhunda.birbirine benzeyen çocukluk ağrıları vardı ruhumuzun sanırım.ve neyi yanlış yapsak hepsi doğruydu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder