30 Mart 2010 Salı

boğazda yürür müsün benimle... ?


- boğazda yürür müsün benimle ?
- peki tamam yürüyelim.
- yok hayır, tüm boğazı yanyana denizin üzerinde yürüyelim.
tut elimi var mısın ?
- deli misin divane misin,aşık mısın hayalperest misin sen ya ?
- E şıkkı , hepsi ...


kimse inanmıyor hayallerime,düşünmüyor düşlerimi benimle diyen menekşemi suluyorum penceremde...güneşi ve sokağı izlemeyi seviyor tüm saksılar penceremde...dostlarımın aksine ben ,aslında ışık isteyen ama güneşte asla kalamayan fuchsia çiçeği gibi saklanıyorum perdelerimin arkasına...
donmuş boğazımda keskin öksürük bu satırlar hasta yatağımda belkide ; belki sıcak bir limonlu çay özlemi benimkisi...
ıhlamur kokan mendillere döküyorum içimdeki şiirleri...
ve ilaç almıyorum yine herzamanki gibi,zamanın kollarına bırakıyorum kendimi...

* istanbul boğazı ocak 1954'te donmuştur tamamen...Kazım taşken'in günlüğünden ..ocak-1954 ..sayfa 202 ;
1954 yılı gerçekten kış çok müthiş geçiyordu efendim...o zamanlar
yapı kredinin bahçekapı şubesindeki genel müdürlük binamızda idik ..bir
akşam meşgaliyetten çıktığımız vakit yenicaminin önüne geldiğimizde
denizin bembeyaz olduğunu ve üzerinde insanların kartopu oynadığına
şahit olduk...

Hiç yorum yok: