22 Mart 2010 Pazartesi

sormuşlar o yar ile hoş musun...


sormuşlar o yar ile hoş musun...
gecede aya karşı tüten sarhoş bir alev misin yoksa,
rüzgardan bir sağa bir sola devrilen...
kor ateş, güneş rengi közde bir sızı mısın ki kalpte...
sormuşlar o yar ile hoş musun...
gökten yağan çöl müsün gözlerimde...
beklenmeyen dakikalar mı düşüyor yoksa kum tanelerinden...
kırık camlı kan kaybeden kum saatinde...
yaşam can mı veriyor ellerinde...
sormuşlar o yar ile hoş musun...
senden habersiz sevdiğin gözlerde ıslanan sarhoş musun...
sorsam sana ,
balıkların cezaevi midir camdan akvaryumlar odanda...
ışığı hiç sönmeyen bir zindanda ne kadar mutludur
tüm gurbet solungaçlar bir cam ardında...
sormuşlar o yar ile hoş musun...
toprak üstü ateşlerinde ,
toprak altı köz iki patates ile tok musun...
dokunamadığın kadar sıcak mı sevdanın teni parmaklarında...
kabuğunu soyamadığın an kadar aç mısın yarin sözlerine
onca zaman ardından hala...
sormuşlar o yar ile hoş musun...
söyle yar yoksa gögsüm kafesinde güp güp uçan kuş musun...
avuçlarımın dallarına konamayan ürkek bir düş müsün...
gecelerimin sırtında adımlar tırnaklayan bir gülüş müsün yoksa söyle...

Hiç yorum yok: