Acı çekmenin kimyasallarını arıyordu zihnimden sanki gözlerin.
Durmamız gerektiğini hep biliyordum taa en başından beri.
Ayaklarım sana yürüyordu düşüyordu artık,
Durduramıyordum ruhumu,
Sen durdur bizi diye yalvarmak istedim sana,
Dudaklarımı tek parmağınla diktin o zaman,
Kül düştü dilime de sustum sanki bi ömür.
Anlat haydi kendine,
Neden niçin kaçıyordun gerçeklerden,
İçinde duyduğun sesi ben de duydum sevgilim.
Acı çekmenin kimyasallarını arıyordu zihnimden sanki gözlerin.
Durmamız gerektiğini hep biliyordum taa en başından beri.
Ama duramadım,
İnsan kaderinden hiç kaçar mıydı...
Ağla dedin bana,
Sonra beraber güldük seninle.
Yuvaya sığmayacak ekmek parçasını bulmuş karınca gibiydi kalbim ilk defa,
Koşa koşa atıyordu yüreğim sana kavuşurken yalnızca...
Sonrası yüreyen ölüler senaryosu vakitler kaybı,
Yaşamak dediğin topladığın anlar kutusu yatağının altında,
Yaşamak dediğim dizlerine uzanıp uyumakmış bana...
Karıştım sana,
Karıştın bana...
Yoksa içimden geçmezdi aşkın senin ruhuna döktüğü tüm o yollar,
Sen de biliyorsun bunu,
Sineklere zindan plastik telleri var o insanların,
Tellerin üzerine tutunmuş minicik bir kuş tüyü,
Nasılda güçlü kolları bir görsen,
Koparamaz hiç bir rüzgar biliyorum tutunduğun yerden seni...
Ben bir kedi oldum bazı,
Sen bir kuş belki,
Kondun başıma,
Yürüdük seninle tüm törelere inat yolu.
Tertemizdik seninle.
Mendilin mesajı vardı mürekkebi eskilerden damlı,
Kilimin ilmek ilmek el ele dokuduğumuz sevdalı mektubu,okudum okudum durdum...
Acı çekmenin kimyasallarını arıyordu zihnimden sanki gözlerin.
Durmamız gerektiğini hep biliyordum taa en başından beri.
Şiirlerini doğurmaktan korkan,doğurmak istemeyen bir denizin atı gibi yırttım sonra karnımı tuzlu mavisine suyun,
Binlerce şiir doğurdum içimde büyütüp senden yüklü kervanıma.
Bir göç ki dönmez geri,
Bir kervan ki anlamaz hiç beni...
Kaldık içimdeki sessiz karanlık uzayımda bi sen bi ben kutsal fısıltılarımız ile sevgilim,
İki ses kalmış yalnızca bir ömürdür gönlümde,
Konuşuyoruz hala gözlerimi kapattığımda seninle gecelerde.
08.36 gitar çalardı senin ellerin.
müziği eğirirdi gözlerin ve beni örerdi gülüşüme atkı diye...
Kanı çekilmiş rengi solmuş düşlerden geriye kalanlardık sadece seninle sonrası artık.
nasıl izin verdiler seni sevenler üstelik buna anlamıyorum inan.
kızdım kızdım durdum sadece.
dağ kadar devden yekpare kayaydım,düşün düşün kuma döndüm...
mecnunu bilmem görmedim hiç ama geçilmez çölüyüm sevdanın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder