Ana karnında gibi uyurken büktüm içime elimi.
Özledim ah'ımı yaksa da çok canımı.
Zaten sevda dediğin nedir ki.
Bir uçurum var sanki tam şuramda,
Dikenli bir tele sımsıkı tutunmuşum gibi,
Ellerim kan revan,
Yüzüme damlıyorsun tek tek ılık kızıl yağmurlardan düşüp,
Biraz da üşütüp,
Yüreğim kül,
Yine de aldım aşktan hakkımı...
Bin yandım bir düştüm de paramparça topladım tek tek kendimi,
Yürüsem de yeniden,
Doğrulamadım...
Yanlıştan yanlışa uçtum rüzgarından bir başak gibi de,
Bir gonca filiz veremedim düşüp toprağına,
Felek küsmüş dönmüş yüzünü bize...
Yoruldum yoruldum da düştüm dalımdan serin yerde uyudum,
Üşüdüm üşüdüm de küçüldüm,
Anamın karnına döndüm rüyamda,
Seni düşündüm huzurda,
Seyrine hayran uyudum...
Ah'ın mıh olmuş sütbeyaz güvercin kanatlarıma,
Germiş beni çarmıha,
Çakmış tüm gülen dünleri avcuma,
Bir ılık kızıl mürekkep akmış süzülüp sızıp beyazdan tenime,
Ah dememiş susmuşum gülüp yüzüne,
Mıh'ın pasını merhem saymışım tüm ızdıraplarıma...
Mıh'ı ellerin dövmüş diye yaslamışım başımı bir yanıma,
Ellerinin kokusunu aramış durmuşum götüreyim diye kabrime...
09.13 sevdaya düşen kabirler mi ağır yoksa kabre düşen sevdalar mı daha sıcak bilemedim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder