Mutluluğun kapısı yok,
Kapılara isimler vermiş bir dert yada bin derman,
hangisi bilmem hiç.
Oysa hislerin kapısı olmaz sevgilim.
Binbir gün beklesem seni aynı odada yine seni yazıp da her gün,
Yine de aşkına usta düşemem.
Tahtımı yakmışlar ardımdan korkaklar,
Önemi yok,
Bilirim,
Oturduğum tabure taç takmaz başa.
Korkular oklarım,
Yüreğimde gerdiğim mısralardan,yok imkanı yok çekilmez denen şu taze yayım,
Sen göster ben sana yedi kıtadan düşmanlar vurayım.
Biri yetim diğeri öksüz belki bilsem de sormam hiç,
Tencerede üç bardak su,elimde bir kayın kaşık,
Okurum okurum okurum dilimde onsekizbin alem,dilimde yapayalnız koca bir kainat,
Ve durmam hiç...
Mutluluğun kapısı çok,
Kapılara isimler vermiş bir dert yada bin derman,hangisi bilmem hiç.
Gözlerim açık gözlerimden öteye,
Bu elimden düşen anahtar yüreğine asılı,
kilide lüzum yok sevgilim...
02.55 saka postuna çıkan yüreğim,çilemi tükürdü yaralarıma şifa diye.ve zaman;dermanı değil,derdiydi sevdanın kuruyan kabuğunun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder