Senden gitmesi bile güzel,
Ardımda uçuşan bir uçurtmanın şiirlerden kuyruğu,
Uçuşuyorum bir başak kabuğu gibi,
Viran bağlarda.
Senden gitmesi bile güzel,
Açıp kırıp korkuyla sıcak kumlardan kabuğumu,
Denize dokunduğum o ilk anın hissi gibi.
Bırak yüce dağları kutsal sözleri,
Gel seninle en güzel mavilerini serip denizlerde sevişelim.
Senden gitmesi bile güzel,
Bir dileğin bir duanın son nefesinden bir karahindibanın dalından uçup süzülür gibi...
Düşer gibi hiç bilmediğimiz cennetin yeşilini beğenip üzerine giymiş bir dağın el değmemiş çayırlarına...
Senden gitmesi bile güzel.
Sana ağlamak düşmek kurak bir iklim gibi,
Sana bağırmak içinde büyütüp en değerli hissini yırtıp kanını canını çığlık çığlığa doğurmak gibi.
Gözlerde yaş tüm sızıların üzerine ıslak bir savaş ardı gülmek gibi.
Adı özgür olsun düşümün,
Adı taha olsun oğlumun da,
Düğün sonrası oturalım elele evin arka bahçesine seninle,
Verandada serin bir rüzgar alsın gözlerimizden durmadan kanayan yaşlarımızı,
Ağlayalım ağlayalım dünyadaki tüm vuslatlara inat,
Beklesin sevişmeler mühim değil,
Sekizinci gün sevişelim seninle göz göze, ölüm gelmiş de ölmek istemiyormuşuzcasına yavaş...
Kavuşmamız yeter de artar herşeye,
Mühim değil inan tüm geriye kalanlar.
Yuvasında büyüyüp bahçedeki ağacımızın,
Senden düşmesi bile güzel...
09.48 düş düğünler mevsimi gelmiş yüzünde,
ve don yemiş senin kiraz ağacı avuçların sanki...
denk gelmiş olacak benim avuçlarımda bir volkan kaynıyor sevgilim...
Tut ellerimi durma haydi yeniden,
Söndür yangınımı lütfen ellerimden...
Seninle vur beni,
Çünkü dokuz köyden kovulup,
Dokuz ocağa düşüp yeniden yanıp,
üşümek istiyorum yeniden seninle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder