29 Nisan 2024 Pazartesi

his...düş...dem...


Bir cam ustasıyım arafımda,
Üflüyorum kendimi...
Binlerce dereceden dökülüyorum sana.
Bir nal ustasıyım arafımda,
Dövüyorum kendimi.
Yüzlerce çekicin sıcağından su veriyorum sana.
Bir çamur ustasıyım arafımda,
Arıyorum ellerimden kendimi.
Binlerce dönüşlerden geçip şu kainatı, dönüyorum sana.
Bir bağlama ustasıyım arafımda,
Bam teline baş koyup vuruyorum kendimi.
Bin türküden düşüp çalıyorum seni.
Bir ip ustasıyım arafımda,
Eğiriyorum kendimi.
Yüz bin fezadan dönüp bir semada örüyorum seni.
Bir çay ustasıyım arafımda,
Bir yangına vurgun kumda demliyorum kendimi.
On bardağın dudağından kesip,yarım yudumun dumanında doyuyorum sana.
Bir dert ustasıyım arafımda,
Tek sızıdan eritip de bir damla suya döküyorum kendimi.
Yetmiş kapıdan yetmiş bir ağlamadan sızıp bir kaşık düşüyorum sana.
Bir küfür ustasıyım arafımda,
Yanıyorum kendimi.
Doksan küfürden seçiyorum cımbız ile harfini de,öyle yazıyorum isminden seni.
Bir su ustasıyım arafımda,
Akıyorum kendimi.
Doksan dokuzdan uçuyorum da güneşinden,bir dağ başına düşüp üşüyüp yağıyorum dudağından sana.
Bir derya ustasıyım arafımda,
Yedi denizin tuzundan yanıyorum kendimi.
Bir gezegenin sularını boylu boyunca yüzdüm de,bir kaşık düşte boğuldum sana.
Bir yaşamak ustasıyım arafımda,
İki Oksijen ile yakıyorum kendimi.
Milyon nefesten vazgeçip,topraktan ölüp dönüyorum sana.


0958. his...düş...dem...ustalık yolunda bir sümükten böcek kayıp gidiyor şu masal denen hayattan.


18 Nisan 2024 Perşembe

Fix me ?

- kendini düzeltmek mi ? Anlamadım.Ben bu gezegende varolma savaşı veren bir türüm sadece.Yaşamak telaşı olmalı yalnızca bu her gün uyandığımda içimdeki yani.Neden ve neyi değiştiriyorum,neyi düzeltiyorum.soruyu düşünmen yeterli aslında;cevabı aramana hiç gerek yok hatta o zaman.boşver cevapları.sen soruda kal.kendin olarak kal...ne zaman ki beceremediğini hissedersen bu yaşamak denen iş olma telaşını;dur önce,derin bir nefes al,hiç bir şey yapma,bana güven.tek yapman gereken,etrafındaki bu gezegene bakmak,kendi türünün binlerce yılının bilgesi olan her bir canlıyı izlemek uzun uzun.belki anlamaya çalışmak,anlamayı beceremezsen taklit etmeye çabalamak sadece.gaudi'nin de dedigi gibi bi zaman."ben arıları ve doğayı izledim,taklit ettim sadece..." katalan diyarını görmene,oraya gitmene gerek de yok hayır.köylere git.yaban arılarını izle yeter mesela,belki kırlangıçları biraz...her şeyin en iyisi için tek yapacağın bu yani.zorlama fazla.gerek yok.gevşe,sal kendini.süzül suyun akışında sadece,su taşısın seni.sen göğü izle yosunların üzerinden kayarken,üzerindeki buluttan düş dünyasını mevsimlerce yalnızca...

Kendini düzeltmek mi ? Sen hiç bir ardıç istedi diye yapraklarını döken bir söğüt gördün mü.bir çekirgenin kurbağaya kafasında savaşlar açıp günler boyu durmadan ard arda zıpladığını olimpiyatlarca yada.yaşamak telaşı hepsi sadece.daha büyük anlamlar yüklemeye,katmaya gerek yok inan.tanrıların masallarını dinleyerek büyüdü insan insandan,ve tanrıcılık oyunları ile kandırdı kendini hep.bunların hepsi sadece karın ağrısı.bunu bil yeter sevgilim.ve sifonu bırak doğa çeksin.


0836 fix me ? fix yourself ? alla alla ? hayırdır ?
bi sessizlik oldu sonra bi anda.
ve sonra foşşşşş dedi dünya...

17 Nisan 2024 Çarşamba

Ekvatordan buzlara esen ılık bir rüzgarı var nefesinin sanki

- dönüyor başım dönüyor yer,dönüyor yüzüm.

- ne yapabilirim senin için ? Duralım mı ?

- durursak ölür her şey.durursak nokta koyulur nefesinden eğirdiğin her sözüne...


10.44 dünya bu kadar hızıyla dönerken,içindeki her şey durduğumuza inanırken...

* Ekvatordan buzlara doğru esen ılık bir rüzgarı var nefesinin sanki.ve ben onunla ekiyorum uçuşup kaderine süzülen taç yapraklarımın arasından dünyamdaki her tohumu inanki...


16 Nisan 2024 Salı

Bir köy yolu yürüyorum kendimden


Bir köy yolu yürüyorum kendimden.
Derine derine.
Yukarıdan aşağı.
Bikaç kekik,bir su çiçeği kokusu gönlümde.
Yanıyorum da yanıyorum.
Sönmedim sönmüyorum.
Ne yağmurlar ne kar ne de denizler...
Faydasız zamanın tüm çakılları,kum taneleri.
Bir köy yolu yürüyorum kendimden.
İçime içime.
Topraktan aşağı.
Bir dut ağacının dalı salınıyor gölge gölge yüzümde,
Yaprağın elleri yüzümü almış avuçlarına.
Rüzgarın bağlaması kollarından,
Yaprakların türküsü kulağımdan,
Yaralarımı sarıyor çocukluğum sanki dağımdan koşa koşa dökülüp.
Bir köy yolu yürüyorum kendimden.
Annemin karnında ilk yuvam,
Fısıltı ile sanki beni çağırıyor...


11.36 güneş;bahardan germiş genç yayını,yaza bırakıyor sıcağını...benim içimde göğün gürültüsü,sanki bütün bir deniz yanmış cayır cayır,yükselmiş göğüne üzerime yağıyor...


Bir sızı akıyor gözlerimden kulağıma gerisin geriye tuzlu o kadar...Kül zamanı...


Düştüm.
Kötü düştüm.
Bir sıcaklık akıyor içimden bilmediğim diyarlara sanki.
Kan revan mıyım,halim ne bilmiyorum ama.
Saldım her şeyi,
Uzandım gerisin geriye.
Bıraktım kendimi.
Başımı kaldıramıyorum.
Dermansızım bilmem neden.
Düştüm.
Kötü düştüm.
Bir sızı akıyor gözlerimden kulağıma gerisin geriye tuzlu o kadar.
Acısızım...
Bıraktım kendimi.
Kalkamıyorum,neden bilmiyorum ama.
Vaz mı geçtim yoksa,bilmiyorum inan...
Düştüm.
Kötü düştüm.
Bir hatıra akıyor sözlerimden göğe gerisin geriye düş kokulu o kadar.
Hayalsizim...
Dilek ağacımdan düşen dünümdeki o çocuk gibiyim.
Kolum mu kırılan,umudum mu koynumdaki bilemiyorum...
Düştüm.
Kötü düştüm.
Ak mı kara mı düşünmeyi bıraktım artık.
Kalkamıyorum.
Kalkamıcam sanırım.
Ey Canan'ım bir el ver,bir yol göster.
Düştüm.
Kötü düştüm,
Sendeyim...


11.01 hangi şarkı tutacak elimden şimdi bilmiyorum.hangi türkü saracak yaralarımı gönlümden silip kanlarımı bilmiyorum.hangi mektup katlanıp uçak olacak acılarıma bilmiyorum...yandım,kor idim;şimdi kül oldum.Kül zamanı...ve ruhumun is kokusu üzerimdeki telaş...


11 Nisan 2024 Perşembe

Canım'A


Bulutlar filiz verdi önce.
Yağmurlar açtı.
Güneş ateş aldı tutuştu ve kül oldu.
Karardı gezegen.
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
Bir savaş son buldu içimin umman denizinde.
Çöle yağmur düştü.
Uzaya nefes doldu.
Suya can değdi.
Bulutlar gülümsedi seni görünce.
Ben yağdım gözlerimden sana doğru.
Sen beni içtin toprağından.
Çiçek oldun sonra.
Uzandım öptüm eşsiz ruhunun parmak uçlarından.
Canımdan çizdim seni,kanımdan boyadım.
Tenimden derdim teninin sıcağını,
Düşümden eğirdim gülüşünün eşsiz ipini...
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
Ben doğdum.
Ağladım.
Yeniden geldim dünyaya.
Ciğerim yandı,içim acıdı.
Yeniden ilk nefesimi aldım.
Güldü şehir.
Güldü dünya.
Güldü aşk.
Mutluydu ağaç,mutluydu kedi.
Ve mutluydu dünya...
Seni beklemişim ben yıllardır hep meğer.
İyi ki geldin güzel düşüm...
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
En güzel şiirim oldun sayfalarımda.
Cenneti oldun zihnimin.
Ne zaman yorulsam yaşamaktan sana koştum geldim.
Denizi oldun aklımın gemilerinin.
Limanı oldun kapana kısılmış gözlerimin.
Mutluydu bugün,mutluydu yarın.
İyi ki geldin güzel arşım,bilge yoldaşım.
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
Ben yaşamaya başladım seninle,
Sen düşlere resimler çizdin.
Ben seni düşündüm tüm sonsuzlardan vazgeçip...
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
Göğsüme uzandın,kainatıma başını yasladın.
Ben saçlarını kokladım,sonra cenneti boynundan.
Sen koştun ben yaşadım.
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.
Ben mutluluktan ağladım.
Seni seviyorum.
Sen yanımda uyuyorsun,ben seni yürüyorum gecede.
Sen beni rüyanda görüyorsun belki,
ben seni yüreğime ekiyorum her an...
Mutluydu kuş,mutluydu ornitorenk.
Nefesini dinliyorum.
Nefesini demliyorum.
Nefesini içiyorum.
Sen gül,
Ve ben bülbül kalayım hep uğruna.
Gece oldu.
Sen doğdun sonra.
Gün doğdu.

Seni seviyorum...

Yarısı vampir,yarısı periden bir çocuğa.
Yarısı gökyüzü,yarısı ay bir yolculuğa.
Yarısı masal,yarısı mucize bir surat'a.
Yarısı sen,yarısı ben mektuplardan bir zamana...


23.51 Canım'A.


8 Nisan 2024 Pazartesi

İşine bak nasa


Serin uykular atlası.
Düşlerin en üşüyen tatlı sokak köşesi mevsimi.
Rüyaların en mutlu,uyuyan mahmur dudakları güldüren zamanları.
Alacakaranlık çiş anları gecenin.
Atkısız ocak.
Eldivenlerini örmüş bir mart sonra.
Küfür eden bir aşk şarkısı piyanoda.
Olmayacak işler ajandası içimin kuytu tozlu çekmecesinde.
Serin uykular atlası.
Seksen günde devri düşler bu yaşamak dediğin.
Sekiz dakika toplasan en eşsiz hisleri üst üste belki.
Tadını çıkart hıçkırık şimşeklerinin,en sümüklü ağlamaların bile,
Çünkü buna değer.
Kıyameti insanlar uydurdu sevgilim,
Korkutmak için küçük çocuğunu bu gezegenin,
sessiz dönsün birazcık diye belki.
Uzay üssü ve teleskoplar da yalancı inanma sakın,
Bu dünyanın sonu böyle gelmez,
Göktaşlarını da boşver sen,
Beni usulca öp..,inan bu yeter...


08.03 uzayda misket oynamış bir çocuk.akşam olmuş sonra,yatmış o çocuk.bence ışıklar kapalı haliyle.karanlık her yer biz bakınca o yüzden.güneş dediğin ise tatlı küçük bir gece lambası başucundaki,korkmasın diye bizimkisi.rengarenk bilyeler dağılmış tabi haliyle her yere.büyük patlama demiş birisi.biz bulduğumuza bir isim vermiş ve hikayeler uydurmuşuz sonra bahçemizdeki yavru enikler gibi.mavi pasparlak bir misket bu bizimki yani anlayacağın ve korkma hayalleri büyük,dağınık bir ufaklık bu uyuyan şimdi.annesi toplayana kadar odasını kıyameti gelmeyecek bu gezegenin...


zaman merhem paradoksu


Bir iki üç...
Söylemek kolay,yazmak zor bazen.yaşamak lazım gelir.
Dört beş...
Her şey hallolur mu gerçekten,zaman merhem paradoksu var mıdır yaşama giriş dersinde.
Altı yedi...
Sessizlik,sürdüğünde çok can yakan fakat yarayı iyileştiren bir ilaç mıdır peki.
Sekiz...
Gözlerini kapat her yer yanıyorken bir mili saniye de olsa mavi devekuşu olur mu,iyi gelecek güven bana.
Dokuz on...
Her yemeğin sonu tatlıdır,kapanış acı bir lezzetle son bulmuş olsa dair merak etme.


07.39 huzur üfle kaşığına,daha çabuk soğur çorban...



Ruhumun epudral felç ağlamaları


Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Gün doğuyor bir şiir gibi yavaştan.
Zifiri bir sessizlik teslim almış her yeri.
Şehrin bir savaş sonrasındaki ilk günü sanki,
Birkaç bitli güvercin ve bir karga kalan son askerleri...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Yumurta kırmızısı bir güneş saklambaç oynuyor,
rüyasının en ılık yerinde,yatağında yüzü gülen çocuklarla...
Hey hayat,
Ne hayinsin sen,
Tam da cehennemsin diye yakacakken dilimle kafamdaki bütün şehirleri...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Sana bakmaya çalışırken,
Yüzünü göstermemeye çabalayan bir güneşi 
doldurdun mu usul usul sen hiç bardağına...
İçtin mi hiç susamadığın bir anında yaşamayı, dudaklarından atan kalbinin damarlarına...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Özledin mi,gece boyu yazdığın güzel bir şarkıyı sabaha karşı yırtıp atacak kadar sonra.
Paramparça tüm notalar...
İçimdeki tüm piyanolar yanıyor kocaman alevler ile sanki.
Ve aynı anda hepsi çalıyor gibi çığlık çığlığa kafamda inanki...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Uyuyor tüm tabiatı insanın...
Yalnız şiirler ve kuşlar uyanık...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Kapatayım göz kapılarımı ki uyandırsın beni dün akşam tembih ettiğim saatim.
Kabadayı horozların şövalyeliğidir köy sabahlarındaki sarhoş naraları oysa,
İlk yokedici robot alarm çalan saatlerdir tavuklar duysa.
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Uğraşma yetişemezsin hayalimin şehir kapılarına böyle,
Biletsiz soyunuyor hayaller,
Ne kekik,ne aşk ne de kimyasal düşler,
Asla anahtarı değil içimin şehirlerinin,
gezegenlerinin ya da şu uçsuz çıplak kainatların.
Sadece uzan dizlerime.
Koy başını önce başıma,sonra rüyalarıma ve düşlerime...
Tanışalım seninle yeniden o sabah gibi delice.
Bin yetmiş biriymiş gibi gir yeniden dudaklarımın kapılarından ruhumun anadolusuna...
Sabah beş ve üç çeyrek belki.
Her şey acı ve her şey düş sanki...

Ruhumun epudral felç ağlamaları,
Daha çok canımı yakıyor yakmamasından...


07.26 zor sabahların uğultusu kokuyor avuçlarımın simit fırınında şimdi...






4 Nisan 2024 Perşembe

Buluttan gömleğin kırmızı ağlıyor


- küçük kalbinin duvarında kocaman bir çatlak görüyorum oğlum.Ömrün kanıyor ılık ılık göğsünde.Buluttan gömleğin kırmızı ağlıyor.

İyi misin evlat ?

- ben bir beyaz kağıt,sen bir kalem.ben senin şiirinim be annem...Sen yaz,sen oku...derdim çoktur,sen bari beni kilimine doku...


19.06 seni çok özledim anne.

3 Nisan 2024 Çarşamba

Gecene rüya olur


- Aşk ateşi söner mi peki ? Zamana yenik düşer mi sevda ?

- ...
sevda köz olur,aşk dem olur da;
Ruh yanar,ömür pişer,
Aş hazrolur...
Hayal tutuşur,
Düş kora düşer,
Gün düşer,
Gecene rüya olur...


09.59 kimi gören deli sanır , azı görebilen dem...

2 Nisan 2024 Salı

Ahlar,yaşlar ve sevdalar


- En büyük yaşama motivasyonunuz nedir ?

- ...
Ben sevmekten döküyorum yükümü.
Sevmekten açıyorum çiçeğimi.
Sevmek benim suyum.
Satırım Sevmek,şiirim sevmek.
Elimde emanet Canan'ın yaşam ateşi,
Otuzaltı,bilemedin belki bende otuzyedi.
Nefesim sevmek benim.
Aşım,dostum,yolum sevmek.
Ağaçlar,yapraklar ve kağıtlar.
Hayaller,düşler ve rüyalar.
Aşım sevmek benim.
Ben sevmekten döküyorum yükümü.
Sevmekten açıyorum çiçeğimi.
Kanım sevmek,balım sevmek.
Gecem sevmek,günüm sevmek.
Yaşamam sevmek,ölümüm sevmek.
Elimde emanet Canan'ın yaşam ateşi,
Otuzaltı,bilemedin belki bende otuzyedi.
Tek nefeste düşer ruh candan,
Bir yağmur zamanı kadarda söner ateş,üşür ten.
Kabrim sevmek,duam sevmek.
Ağlasam sevmek,gülsem sevmek.
Ahlar,yaşlar ve sevdalar.
Elimi uzatsam sevmek,sırt dönsem sevmek.
Ben sevmekten döküyorum yükümü.
Sevmekten açıyorum çiçeğimi.
Kitabım sevmek benim.
Kağıdım sevmek,kalemim sevmek.
Yansam sevmek,sönsem sevmek...


09.46 içime yolculuk defteri.gün ne,zaman ne bilemedim zamanı ömrümün.