Serin uykular atlası.
Düşlerin en üşüyen tatlı sokak köşesi mevsimi.
Rüyaların en mutlu,uyuyan mahmur dudakları güldüren zamanları.
Alacakaranlık çiş anları gecenin.
Atkısız ocak.
Eldivenlerini örmüş bir mart sonra.
Küfür eden bir aşk şarkısı piyanoda.
Olmayacak işler ajandası içimin kuytu tozlu çekmecesinde.
Serin uykular atlası.
Seksen günde devri düşler bu yaşamak dediğin.
Sekiz dakika toplasan en eşsiz hisleri üst üste belki.
Tadını çıkart hıçkırık şimşeklerinin,en sümüklü ağlamaların bile,
Çünkü buna değer.
Kıyameti insanlar uydurdu sevgilim,
Korkutmak için küçük çocuğunu bu gezegenin,
sessiz dönsün birazcık diye belki.
Uzay üssü ve teleskoplar da yalancı inanma sakın,
Bu dünyanın sonu böyle gelmez,
Göktaşlarını da boşver sen,
Beni usulca öp..,inan bu yeter...
08.03 uzayda misket oynamış bir çocuk.akşam olmuş sonra,yatmış o çocuk.bence ışıklar kapalı haliyle.karanlık her yer biz bakınca o yüzden.güneş dediğin ise tatlı küçük bir gece lambası başucundaki,korkmasın diye bizimkisi.rengarenk bilyeler dağılmış tabi haliyle her yere.büyük patlama demiş birisi.biz bulduğumuza bir isim vermiş ve hikayeler uydurmuşuz sonra bahçemizdeki yavru enikler gibi.mavi pasparlak bir misket bu bizimki yani anlayacağın ve korkma hayalleri büyük,dağınık bir ufaklık bu uyuyan şimdi.annesi toplayana kadar odasını kıyameti gelmeyecek bu gezegenin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder