Beni külün ile yıka sevgilim.
Başka türlü çıkmaz sevdan içimden.
Bir dut ağacı büyüttü beni köy evimde.
Bu yüzden belki bilmiyorum da nedenini,
Ne zaman dutlar patlasa beni vurmak isteyen al kırmızı mermiler gibi,
Beyaz gömleğim savaş alanı olur çocuk bedenimde,
Kırmızının morun binbir rengi üzerimde.
Ve sen dut yaprağım...
Beni külün ile yıka sevgilim.
Sök dişlerimi sökercesine üzerimden binbir acı ile morfinsiz tüm sevda yatırlarını,
seni karanlıkta tek bırakan merhametsizliğimi.
Tek kırıntı bile kalmasın acımasızlığımdan içimde.
Ben bir aptalım.
Özür dilerim senden,o güzel kalbinden...
Yapayalnız kaldığın,karanlıklara düştüğünü hissettiğin en ufak kırıntı kadar her vakitte,
yanına çöküp oturamadığım için yanıbaşına pişmanım...
Ben bir aptalım.
Beni külün ile yıka sevgilim.
Tüm siyahlarım akarken üzerimden,
Kavuştuğuma inanırken en azından tekrar çocukluğumdaki aklığıma,
Beraber yanmışlığımızın kokusu da düşüp sinsin üzerime...
Beni külün ile yıka sevgilim.
Gülüşün ile kurut.
08.57 güneşten kıskandı ay bulutu.rüyalarında ıslattı gözünü suyun.su hiç unutmadı.ay bulutuna sarıldı,saklandı...öksüz bir yağmur okşadı baharda sonra yüzünü.soğuk değildi hava ama en çok o yağmurda üşüdü...ve bir daha hiç bir yağmur üşütmedi onu...
Masal mı bilmem,
Masalımsı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder