Kum saati kalmadı,kan saati zamanı sevgilim.
Tenimizden kesip yırtıp,
damla damla kanayıp düşüp geçiyor zaman...
Kanın düştükçe toprağa tik tak,
Daha da üşüyor gitgide insan...
Kum saati kalmadı,kan saati zamanı sevgilim.
Zaman geçiyor mu,biz değişiyor muyuz bilmiyorum hiç inan,
Ama düşüyoruz o kesin sevgilim.
Ve düştüğümüz yüksekler kadar kanıyor geçen zaman ellerimizde...
Bir kaç kırıntı zihnimde ve koltuğun kenarında.
Bir dilim bayat ekmek ve bikaç yudum su elimizde kalan.
Bu bedbaht zamanında yaşamak dediğimiz şu koca yalanın,
Ne yaparsan yap zaten doyamıyorsun...
Kum saati kalmadı,kan saati zamanı sevgilim.
Akıyor hayallerimiz bir bir pencereden, yağmurlar gibi tutunmaya uğraşıp kanayan pençeleri ile...
Yine de düşüyor tüm vakitler bizden süzülüp.
Isaac'in elması var,
Bizim yıkılan evlerimiz hayallerimizde,
Öğrenebilmek için uçamadığımızı...
Kaçamıyoruz yani hiç kimsemizden...
Kum saati kalmadı,kan saati zamanı sevgilim.
Kanıyor yazdıklarım,çizdiklerim.
Kanıyor kağıtlarım.
Ne kadar çabalasam da hala,başaramıyorum inan,
Kanıyorum hala sana...
15.09 yalan ne,doğru ne biliyorum.hem de çok çok iyi.beni ilgilendiren seçtiğimiz tavır ve duruş,bize ait o son günümüzde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder