Gerçek ne idi bilmiyorum.
Bir kadın yürüyor içime,
geçiyor içimden ruhumun zirvesine.
Yeşilden bir camın üzerine soğuk terler döker misali doğup damlıyor sıcağa,
buzdan çıkmış karlı cehennemlerin gözyaşları süzülmüş donmuş güzel yüzünde...
Kederlerinin tohumlarını topluyorum gülüşlerinin saklı çizgilerinden...
Dilime koyuyorum tane tane hüzünlerini,
Kapatıyorum gözlerimi herşeye ve sonra,
Tüm dünlerinin tatları düşüyor sırasıyla taa damağımdan burnumun sancağı düşmüş direğine dek tek tek.
Ben de bi ağlayıp bi gülüyorum senin anılarınla.
Bir ömürlük rüyayı görüyorum sadece bir dakikanda.
Görgüsüz zamanın göreceliliği bana hiç sormadan belkide.
Gerçek ne idi bilmiyorum.
Bir kadın yürüyor içime,
Tüm yılanlar çoktan kaçmış korumaları gereken yerlerden,
Bi başıma,zehirlerin yanında oturuyorum...
Son gardiyanıyım tüm günahların...
Ve zamanı geldi,
dünya düşüyor dalından artık sevgilim...
Bir son ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel savaşmalıyız seninle şimdi,
O kadar güzel sevişmeliyiz tüm yalancı tanrılara inat...
Eminim bulutlardan koltuklarında ve ellerinde patlamış mısır izliyorlardır hepsi bizi...
Gerçek ne idi bilmiyorum.
Bir kadın yürüyor içime,
İzleri silinmiş kumsalımda güneşin ilk ışıklarının,
Adımlıyor çıplak ayaklarının izini bırakıp pürüzsüz kumlarına huzurumun...
Heryerde yeşiller salınıyor.
Bir yeşili yok buraların,yüzlercesi hergün bambaşka yeniden yeniden boyanıyor.
Burnuma tokatlar atıyor sanki rüzgar,
Bir taraf tuz mavisi bir deniz diğeri su kenarından esen yel ile taze yeşil defneler kokuyor...
Gerçek ne idi bilmiyorum.
Bir kadın yürüyor içime,
Kimseye sorduğu yok çalınan nefeslerimin diyetini...
Bir deniz kaplumbağası idim ruhumun sahilinde yumurtasının kabuğunu kırmaya çalışan,
Uğraşıp uğraşıp başaramayan bir türlü çıkmayı kumların üzerine.
Geç kaldım diğerlerine,
Geç kaldım sebepsiz korunmadığım tüm ölümlere.
Martılar,kediler,köpekler ve siyahtan da siyah parlayan o kuzgunlar,
Hepsi yemek için sıralanmış bekliyorlardı belki beni,
Bir şapkanın altından bakıp merhaba dedin ve aldın eline beni sen hiç bilmesen de,
Ve kurtardın beni henüz adını bile bilmediğim tüm o soğuk ölümlerden...
Teşekkür ederim sana şimdi bir yaz günü ve lacivert derin mi derin bir okyanustan...
İyi miyim,
Bilmiyorum inan.
İyi olacak mıyım,
Bilmiyorum.
Deniz anaları uçuşuyor şimdi etrafımda yüzlercesi hem de,
Şimdi yemek zamanı,gitmeliyim üzgünüm,
Sana tüm kalbimle selamlar sevgiler dilerim...
Avuçlarının kıymetini asla unutmayan küçük yavru bir kaplumbağa yüzüyor şimdi okyanusumdan senin kıyılarına rüyalarımda...
Balinalar dolusu hatıralarım var üstelik sihirli işlemeli kabuğumda,anlatmalıyım mutlaka sana...
Rozet kadar bir kaplumbağa sıkışmış kalmış bir yumurtanın kabuğuna...
İyi geceler sevgilim,Allah rahatlık versin.
Gel soyun kendini üzerinden,bırak ardında tüm sorularını evetleri hayırları ve yüzelim geceyi rüyaların kanatlarınca saatlerce...
09.03 fiN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder