18 Ağustos 2025 Pazartesi

Günahların süzgecinde bir tülbent

 
Selam içimde beni görmeyen,görünmeyen dev duvarlarım,
Merhaba bıçaklanan kovanım,
Usul usul bal damlayan kan kaybedişlerim.
Üşüyen titreyen başaramadığım hayallerim.
Selam yalnızlığım,doymayan canavarım göğsümün içinde.
Düştü kollarım yere,
Tüm savunmalar düştü üzerimden,
Soyundum hepsini işe yaramaz cesaretlerimin.
Kaldım yapayalnız yaşamanın yüzünün karşısında,
Medusanın dudaklarında koklarken yüzünü,
Baktım taa gözlerinin derinlerine,
Bir heykele dönsün istedim bakışlarında yalnızlık.
Günahların yıkandığı masum bir köy çeşmesinde,
Akıyor çamuru tüm sevişmelerin,
Karışıyor çakılların arasından kutsal yerin ruhuna yavaşça.
Yavaşla lütfen ey kalbim,
Çıkart ayakkabını korka korka yürüyelim bu çayırları seninle,
En yavaşından,
Bir kaplumbağa geçsin mutlu olsun bizi.
Günahların süzgecinde bir tülbent boynundan tek çekip alabildiğim,
Kokunun sindiği bir iksir beni cennete uçurup vurup deviren,
Süzmek için teninden yüze yüze şu arsız şehvetimi...
Selam içimde beni görmeyen,görünmeyen dev duvarlarım,
Merhaba bıçaklanan kovanım,
Usul usul bal damlayan kan kaybedişlerim.
Dudaklarım yalnızım diyemeyecek kadar yalnız,
Hiç duymadım esen bir yel sesi,bir rüzgar bile...
Ey güzeller güzeli güzel bakışlı kedi,
Ey çirkin sesli detone bülbül,
Güllerin arasına kıvrılsın tüm kabirleri sevmenin..
Sesi miras kulaklarımdan yarına sıcak kırmızısı akan kanayan o güzel dünün...


10.05 nasılsın iyi misin ey kendim.

Hiç yorum yok: