Geçilmez çölü uçuşan kumlarında soğuk yüreğinin,
Taşlar kırılıyor bir bir sanki kimse dokunmadan buzdan gecesinde gözlerinin.
Beni sabahın güneşinde döv,sonra kumuna ver sevgilim,
Su bulamasın bedeviler gözlerimizden akanlardan gayrı geriye.
Dolsun nefesim ciğerlerim seninle,
Kum kussun her nefeste sana sevdalı şu kendini kahraman zanneden arsız yangın yüreğim.
Gözlerinin şiirindeyim,dinliyorum seni,
Kimse duyamıyor hiçbir şey,mutluyum,
tek lambası sönük bir sokağın gözlerinde usulca kararan akşamındayım...
Ana dilinde bıçakla beni sevgilim,
Elimde kendini kılıç zanneden demirimi eritsin içinden fışkıran lavlar gibi sözlerin.
Çaresiz kalıp gözlerim ıslak,güleyim sana doğru esen bir yel ile,
Ve usul usul ayakların altına eriyeyim...
Son kalan gözlerim olsun sana...
Yetim mısraların,çakma baba dostları var kafasında.
Kedilerin tanrıçası da geliyor işte elinde ıslak bir mamayla.
Köpekler gardiyanı çadırdaki sessiz sadakatin,
Ve bağırıyor çığlık çığlık tüm aldatmalar yalanlarını masum yüzlü sessizden şu maviden griye düşen göğe...
Geçilmez çölü uçuşan kumlarında soğuk yüreğinin,
Taşlar kırılıyor bir bir sanki kimse dokunmadan buzdan gecesinde gözlerinin.
Her notasına basabilmeli dilinin bir şair koparırcasına ısırganlarını bir incelikle içindeki her kederin...
Sana şiirler okumak istiyorum sen uyurken,
Sana rüyalar yazmak istiyorum gecenden huzurundan uyandırıp çalıp seni...
Öpmek istiyorum beyaz bir kağıda yazılı yüzünden gözünden seni.
Haydi durma topa tut beni,
Kız öfkelen saldır yak yık eskiyen yarım yamalak surlarımı içimden.
Yağmala içimin şehrini,
Çal anahtarını ruhumun.
Sonra uzan göğsümün şehir meydanına herşeyi başarmanın huzurlu hissiyle,
Soyun terinden kanından,
Ve uyu,
sana yazılı sevdamın,fısıltılardan ibaret,
o saçını okşayan nefeslerimden eğirdiğim masum ninnisi ile...
Ortasında her yeri yanmış,herkesi ölmüş bir kadim şehrin,
Çırılçıplak ve elele,
Uyu benimle...
09.55 bugün yağmurlu gözlerim,çıkmayacağım içimden.uyurum belki gerçeklere yine.dalgalı gözlerimdeki deniz.ıslak toprak kokuyor saçlarım.yağmurdaki çimenlerin kokusu nefeslerim.dudaklarımda ağını atıyor bir sandal kadar yürekli bir balıkçı ecelin serin sabahına sonra.seni çekiyorum sökük şiirlerin ağından da...denizin kızı gibi doğuyorsun sabahın güneşine,lacivert denizin düşüne...öpüyorsun beni bir sandalın denize işveli eğilen sol yanından;kaçıp gidiyorsun sonra kelebek bile tutamayan o elimdeki ağımdan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder