- Tek bir şey söyle bana,sonra çekip gideyim yaşamaktan.
- demlikte dün akşamdan kalan ıslak çayı kokluyorum her sabahımda.burnuma esip değen birkaç tutam defne yaprağı kokusu sonra yüzümde buz dağları gibi kırılıp gülen.biliyor musun,elimi yüzümü yıkarken boynumuda ıslatıyorum ben,nedense bilmem.kuşları ağaçları dinliyorum her sabah kimseler uyanmamışken daha;sessizlik henüz kimselerin olmamışken...
Sıkıldın mı,bilmem.kurşun bir kalem ile okuyorum hala kitapları ve sayfaları koklamayı seviyorum hala eski kitap aralarından.ekmek kırıntılarını topluyorum hala masalardan.karıncasıyım yaşamanın ve arısı sakız damlayan çam kokusu dolaşan çayırların.örtbas ettim tüm yazmaları içimden.yakasına yapıştım ver hakkımı diye tüm uykusuzlukların.dalından koparmadan sıktım içtim kanını güneş gibi bir limonun.annesi emzirsin de geri döner kanından canından geriye diye belki onu dalında bıraktım.vampiriyim tüm meyve ağaçlarının.kabrim son durağım,yol daha uzun belki ama bilmiyorum,sıkıldım sizin otobüslerinizden artık,indim sadece yürüyorum.
Bir söz istemişsin benden,bir bilet kesmemi istemişsin çekip gitmene.yapamam üzgünüm.garlardan yürüyerek kaçan emeklisiyim çünkü tüm beklemelerin...
Bir söz söyle,çekip gideyim yaşamaktan ? Demişsin.
Tut elimi beni durdur demek mi bu dudaklarının acımasız lisanında,
Can yaktı yine.
Hayat basit.
Hayat tatlı.
Gitme.
Boşver ısır gitsin sadece...
Ama gitme.
08.37 biraz sen biraz ben gibi monodialoglar kürsüsü.bir arı kondu biraz önce ağaç sanıp kurşun kalemime...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder