25 Mayıs 2009 Pazartesi

aşka iki kalmıştı...



aşka iki kalmıştı...

ve saatim durdu...

artık koyunlarımı sayan kimse kalmamıştı bileklerimde

zamanın içinde biryerlerde uyuyayım diye...

ve saatim durdu...

zamansızdım şimdi..

zamansızlaşmıştım...

aşka iki kalmıştı...

ve saniyeler durdu..

biten pili düşününce anlıyordumki

kimse karşılıksız çalışmıyordu...

aşka iki kalmıştı...

ve dakikalar durdu.

akrep sorguda yelkovan uykudaydı şimdi...

aşka iki kalmıştı..

ne kadarda yakındı oysa..

ve tüm aglayışlar durdu bir anda..

tüm şiirler sustu

ve egildi önümüzde tüm mısralar...

aşka iki kalmıştı...

suskunluga saniyeler...

bir yagmur ertesini kokuyordu sokak..

aşka iki kalmıştı...

gözlerinde gözlerim...

aşka iki kalmıştı...

ellerinde ellerim...

titrek ellerimde titremeyen tek şeydi çizdiklerin...

aşka iki kalmıştı...

ve terlemiş ellerime mendildi beni gördügünü söyledigin düşlerin...

aşka iki kalmıştı...

beşiktaş berabere...

seni ne zaman görsem şans eseri

kuzey kutbunda itfaiye var mıdır acaba diye düşünmeden duramıyordum...

bu kadar soguk karlı bir aralıkta nasıl bu kadar yanıyordu elim yüzüm anlamıyordum...

aşka iki kalmıştı...

bana pekte net çekmeyen bir radyo frekansının puslu sesinden bir şarkı...

üzgünüm şair gülümseyemedim...

ve iklim hep karasal kalırdı akdeniz degil...

aşka iki kalmıştı...

dogumgününe üç...

saatim durdu...

yanıbaşına düşmüştüm işte..

dalından düşmüş sana aşık ham bir ceviz gibi yeşil ve ıslaktım o an...

seni filizlenişinden çiçek olup açışına dek izleyen kör sevdaydım ben...

aşka iki kalmıştı...

sana birkaç adım şimdi...

aşka iki kalmıştı...

saatim durmuştu...

dakikalar saniyeler donmuştu sanki...

aşka iki kalmıştı...

seni seviyorum diyebilmeye tek nefes...

söyleyemedim...

iki kelimeyi bir yudum nefeste eritemedim...

aşka iki kalmıştı...

bana sessizlik...

başaramadım...

Hiç yorum yok: