12 Mayıs 2010 Çarşamba

boğazında yutkunamadığın bir ızdırap kadar çirkin...


çirkin bir şehir kararıyor gözlerimde işte...
güneş batıyor denizin şehrinde...
bir sokak başında farkediliyor sanki,
köşedeki gölgede...
dağınık birbirine yapışan ,
yıldızsız bir gece sanki karaya çalan saçlarıyla
ölmeye bir adım kala insanı ölmekten caydıran,
yaşama çağırıp kandıran bu mavi nefes bakışlarıyla...
gördüğüm en güzel bakışlı çirkini belkide bu şehrin...
İstanbul çirkin şehir. Pis şehir...
haklısın usta...
o kadar çirkin ki alamazsın gözlerini bir saniye dahi...
bu kadar çirkinliğin arasında nasılda masmavi bakar sana,
nazlanan dalgalarıyla
iki yakası biraraya gelmez bu şehirde bu deniz...
boğazında yutkunamadığın bir ızdırap kadar çirkin,
asla aklından çıkmayan bir kıymık gibi aşk sızısında yangın bu şehir...

* teşekkürler bettra...

Hiç yorum yok: