12 Mayıs 2010 Çarşamba

mısraların satrancından hamleler...


- Sadece yalnızlıktır aradığım ...
Kalabalıklardan kaçmam gerek...
Tonlarca elem yüklü sırtımda
Anlatamadığım ve anlayamadığım çok şey !...

- yalnızlık...
mumda sallanan sarhoş alev...
pencereden esen serin yelde bir sağa bir sola devrilen...
yalnızlık...
göz gözü görmez karanlıklarda adımladığın...
koluna girdiğin dost cırcır böceğinin sesi kulağında...
yalnızlık...
ocakta nazlanan bir dumanın arkasından süzülen
bir demleniş yürekte...
kovalarım tüm kalabalıkları denizden derelerden
hep yüzüp kaçarlar oysaki benden...
yükümü devirdiğim bir yayla boyuna
kara gözlü bir koyuna ağlayan kavalın aşkıdır yalnızlık...

-Sırf yalnız olmak değildir yalnızlık
Aynada kendine tahammül
Edemeyen adam yalnızdır.
Kendi surlarında gedik açamayan adam yalnızdır
Ama kendi etrafına kaleler kuran herkes...
yalnız olmak istemez
Onları yıkacak birilerini arar yanında
Sevilmeyi hak etmediğini düşünen herkes yalnızdır
Sevmekten korkanın kaderi ise yalnız olmak değildir
Nefret ettikleriyle baş başa kalmaktır sonunda

Yalnızlık ayrı düşmek değildir sadece
Veda edememektir.
Neyin hayalini kurarsan kur
Her hikayenin sonudur yalnızlık.

Her zaman karanlık değil
Bazen pırıltılı bir mücevherdir yalnızlık
Yalnızlık arkanı dönmek değildir sadece
Serbest bırakmaktır sararıp solmuşlukları.

- yalnızlık ,
seninle omuz omuza oturulan yerlere
tek başına gittiğinde tekrar
yüreğinde atan burukluktur belkide...


* iki kişilik atışmadan kağıda düşen ıslaklığın kokusundan yazıyorum bunları sana...
saat bilmemki kaçın sularını kürek çekiyo kuruyan boğazımda...saat bilmemki kaçın sularını kana kana içiyo şu an...

Hiç yorum yok: