13 Mayıs 2010 Perşembe

nükleer başlıksız cümleler kuruyorum sana...


bir esarete öyle bir bağımlıyız ki biz gözlerimizde...
döktüğümüz yaşların prangasıdır,
kuruduktan sonra geride kalan sızı...
bir esarete öyle bir bağımlıyız ki biz ,
özgürlüğü düşleyemeyiz bile uykularımızda...
herşeyin adı kabus olur birden
titreyen göz kapaklarının ardında...
ve özgürlükten sürgün büyütülmüşlüğümüzün külleri,
hala sıcaktır avuçlarımızda...
yanacak ellerimiz diye korkup sarılırız dahada çok,
bileklerimizdeki kelepçenin
demirden sogukluğuna...
ve adı esaret bizim özgürlüğümüzün...
kaybetmeden asla anlayamayacağımızı söyledikleri
koca bir yalan tüm oynadığımız...
sahnesi zindan ,
zindanı seyircisinden terkedilmiş yapayalnız bir sahne...
şimdiye dek bu yaşamdan geride kalan...
ve adı esaret bizim özgürlüğümüzün...
tadı soğuk demirden paslı bir tad dilimizin ucunda...
dilinin ucunda derler acı ve kederin tadılabilmesi,
ve yüreğimin ucunda söylemek istediğim kelimeler,
yüreğim ocağında yanmazlar ise eğer...
ve adı esaret bizim özgürlüğümüzün...
tadı soğuk demirden paslı bir tad dilimizin ucunda...
yalnızlığı kalabalık bir ikindi namazı,
üzeri ıslak arnavut kaldırımlarda...
ateşi,soğuk küllerine kızgın bir yangın...
ve kızgınlığı sessizliğe zindan,
üfleyişlere gömülü cansız nefeslerinde...
ALLAH rahmet eylesinler eşliğinde...
ve adı esaret bizim özgürlüğümüzün...
bir esarete öyle bir bağımlıyız ki biz gözlerimizde,
gözlerimizi kapatıp ölemeyiz bile...


* bir nükleer başlığın ucuna takıldığı bombanın tahrip gücünü yüzlerce kat arttırdığı ve patlamasından açığa çıkan yüksek enerji ve ışıma sırasında insanların geleceklerinede büyük bir lanet kazıdıkları söylenir; genlere vurdukları görünmez bir pranga ile...
nükleer başlıksız cümleler kuruyorum şimdi kağıdıma.infilakı ve ardından gelen ışımasında tüm dünyanı yakıp yıkacak kadar kızgın ; kızgınlığından yanan gücü ile çok güçlü satırlar döşüyorum kağıtlarımın denizleri altına...binlerce fersahımı korkutuyorum denizlerim altında...
bir bomba kuruyorum zihnim bahçesinde yaşamı silecek güçte...ve kesiyorum bitişinden biraz sonra onu durdurabilecek tek kabloyuda kalbimden...rengi kırmızı...arada sırada atmayı bırakıp yaşama duran kalbimin bu hikayesine onlar ritim bozukluğu, kalp krizi diyorlar ben ise AŞK,sensizlikten geriye kalan...

Hiç yorum yok: