30 Ocak 2010 Cumartesi

Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...


Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
gözlerinin kınından çektigin keskin kılıc yarası gözyasların...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Ardına korkularla hapsoldugun duvarların...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Pişman yalnızlıkların taştan kalesi fırtınaların...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Hırçın dalgalarda kıyılarına vuran bir alev denizi kaçak ruhun...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Keskin ateşlerin açtıgı derin yaraları sarar mı mesela o zırhın ...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Koyma titreyen üzgün bakışlarını masaya...
Bu bir savaş...koyma kendini düşman yalnızlıklara...
Teslim olma sakın içindekı pişmanlıklara...
Kızma...
Kızıp kacınılmaz savasların meydanlarından korkularına siperler kazma...
Kacma...
Saklanma...
ölümü zırh diye giy üzerine...
kıpkırmızı bir elbise gibi giy cesur kanını tenine...
Bir alevin kıvılcımını kolye diye tak boynuna...
Ve çırılçıplak ellerinle sarılıp gir bu savasın koynuna...
Topragın bile yakıldıgı cam oldugu kırıldıgı bu dunyada ,
Bir avuç topraktan gelene kök salıp aglama...
Kırılma...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Kulakların sagırlastıgı bir savaşın tamda ortasında ,
Bagırma...
Yorulursun...
Yorgun duser vurulursun...
Düştügün topraktır,camdan bir tabuta düser unutulursun...
Sessizligine sarıl bir battaniyemişcesine..
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Bir zırhın arkasına sıgınan saklanan yuregimizdeki agır yük korkular...
Ve bunun üşüyen bir adamın giydigi paltodan ne farkı var...
Dunyada insana sıcaklık veren bir giysi olmadıgı gibi
seven sarılan bir tenden başka ,
Seni düştügün ölümden elini uzatıp kurtaracak bir zırhta yoktur maalesef
Hepi topu hepsi bır yürek dibi kadar yakınında belki...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Korudu mu seni mesela aşkın ten yakan mızragından,
özlemlerin sıcak hançer ucu satırlarından...
Adaletin kılıcından...
Seni herşeyden korur mu sandın o demirden zırhın...
Koruduysa eger seni bu savaslar boyu o kadar keskın kılıçtan,
tenini yakan oklardan ,
zırhın altında durmadan kanayan bu kalbindeki dinmeyen kan kaybeden sıcak yara neden peki o zaman...
Savasma...
Soyun teninden zırhını , gülüşlerinden kırgın yaşları...
Soyun yuregine bastıgın tüm kırık taşları
tüm kırgın yaşları duslerinden durma haydi...

Hiç yorum yok: