4 Ocak 2010 Pazartesi

yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda...


yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
gecenin karanlıgına mayalı ekmek hamurları yuvarlıyorum mısralarda...
gözyaşları düşürüp ıslatıyorum un ufak olan tüm sözlerimi ,
geçmişin bez çuvalından topluyorum avuç avuç geride kalan sonbaharları...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
sessizligimde sallıyorum satırlarımın bebegini...
gözüme uyku girmiyor hiçbir gecede...
uyku tüm agırlıgıyla göz kapaklarımda pusu kuruyor ...
göz kapaklarımda diz çöken ihanetlerin çıtırtıları kırılıyor...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
ellerimde eller
gözümde gözler ıslatıyorum...
üzerlerine bir desen örtüp bekliyorum ...
kırılmaya kurulmuş yer yer çatlamış susuz köy ekmekleri yumuşatıyorum yüregimde...
bahçeye bakan pencereden davet ediyorum akşam rüzgarını soframa...
kibarca reddediyor beni
ve suyun kenarındaki ceviz agacıyla sevişmeye başlıyorlar
su kanalında gökyüzünün yıldızlı gece elbisesi giymiş tablosu titriyor usul usul...
mumu bir balkona asılı duran gaz lambası bu sevişmenin...
gaz lambasının keçesinde titredikçe alev
cevizin dalları dahada sarılıyor rüzgarına...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
dünü , bugünü giydirip okula yolluyorum
tüm eski mektupları beslenme kutusuna saklıyorum...
sulugumda gözlerinin taze keder kokusu , gözlerinin taze toplanmış suyu...
ve yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
ayagımda yorgun gözyaşlarını uyutuyorum...
aglamaların hıçkırıkları , rüyalara giriş bileti esneyişler pış pışlıyorum sırtımdan...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
seni ne zaman görsem anlıyorum...
divane olmuşum devşiriyorum yüregimden tüm heyecandan hızlı atışları ,yalandan
sakin olgun kalp çarpıntılarına senin yanında...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
geçmişin yapraklarını toplayıp kurutuyorum ambarlarda çatılarda...
geçmişi demliyorum kuruyan sararan mektupların buharından...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
sensiz büyütmeye ugraştıgım seni özleyen yarınıma
sen kokulu anne çayları demliyorum...
süt kokan dişlerden tüm yalnızlıkları fırçalamaya çalışıyorum...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
ne zaman rüyalarımda savaş uçaklarına binsem
tüm uçan balonları patlatıyorum gökyüzünde ...
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
sırtıma kocaman bir fotografını kundak edip baglıyorum...
ayagımda mektuplarını sallayıp satırlarına ninniler uyduruyorum...
satırlarınla beraber bende uyuyorum...
sen dolan rüyalar uçuşuyorlar gökyüzümde...
gözlerimde uçan balonlar dans ediyorlar...
hava alanım uçan balon mezarlıgı...
dünüme sımsıkı sarılıp
bugünümün saçlarını tarayıp
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...
çaresiz yaşlar dökülüyor olgunlaşıp gözlerimin zeytin agaçlarından...
sensiz zamanlarımı nadasa bırakıyorum...
yüregimde bir zeytinligin nadastaki ölü yılı...
bugünümü dilek agacıma baglayıp
yarın sabahlar büyütüyorum kucagımda ...

Hiç yorum yok: