26 Şubat 2010 Cuma

yoksa ölür tüm aşklar bir su kenarında öylece...


nerede su olursa , yeşile kaçar orada ağlayan bakışları ile kuruyup sızlayan çaresiz gözler...

nerede su olursa , susuz kalır orada mutluluklar ve gözleri birden bastıran sağanak yagmurlar kaplar; mevsim ağustosun kurak rüzgar zamanıda olsa...

nerede su olursa , ölüme bırakır kendini orada dilindeki tadı paslı susuzluk...düşer sözler gözlerden aşagılara , susar susayan dil tüm konuşmalara...

nerede su olursa , orada sözler kurur...susuzluk kentinde yağmurların bardaklarda biriktirildigi bilinmez...aşksız bir kalpte tüm hisler yağmurları içerek büyür kimse bilmez...

nerede su olursa , orada mektuplar şemsiyelerin altında okunmaz sevdigine ...yağmurlar elleri açtırmaz gökyüzüne mutluluk ile...

nerede su olursa , yeşile kaçar ağlamalara zincirlenen aşık tüm gözler...ve susar tüm gülümseyişler...

nerede su olursa , orada susuz kalır elele uyuyan tüm sessiz sevdalar...

nerede su olursa , orada çiçekler doğar ve aşklar ölür...çölü yürüyüp günlerce susuz kalan tüm aşklara yasaktır suyu ilk gördükleri anda onun tadına bakmak ,kana kana onu içmek...yoksa ölür tüm aşklar bir su kenarında öylece...bu yüzden beklemek sabretmek zorundadır suya hasret kalan susuz her aşk o SUYUN başında öylece...ve bir anda konuşmamalıdır herşeyi , harf harf dokundurmalıdır dudaklarına tüm konuşmak istediklerini...yoksa kalp durur tüm çarpışları ile ve ruh tek aşkını , bedeni yürekteki tüm eşyalarını toplayıp terkedip gider...

Hiç yorum yok: