Çeşit çeşit ateş var eşrafında bıçaktan gözlerinin,
Bin bir alev bitiyor bir anda yonca gibi ömrünün çayırında.
Anlamazsın.
Ben her şeyden habersiz bir kuzu gibi liman dizlerinin dibinde.
Çeşit çeşit ateş var eşrafında bıçaktan gözlerinin,
Demiri bardağa dolduran bir sıcağı var ellerinin.
Anlamazsın.
Kuzuların şiirsizliği üzerine şemsiye açıyor o cahil çobanlar.
Çeşit çeşit ateş var eşrafında bıçaktan gözlerinin,
Altını toprağa içiren bir sıcağı var sözlerinin.
Anlamazsın.
Aşkın sevdanın yalan kanunlarını yazıyor bu zamanda her gün,
Okumuş kitap yüklü bir kibrin eşşeği yanımızda yürüyen.
Çeşit çeşit ateş var eşrafında bıçaktan gözlerinin,
Yekpare kayaları su gibi eritip tek vücut yapıyor nefesinin dut kokulu kibar rüzgarı.
Öyle bir ateş ki yaksan eritsen de,zehirlesen de cennet gibi güzelsin.
11.17 sevdanın varoluş kramplı yolları.çiçek dolu el değmemiş,rüzgarlarda uçuşup dönen tül perdeler gibi çayırlar.gönül cennetinde bir yangın çıkmış.tüm ağaçların kırmızı ateş.öyle bir yangın ki...sanırsın cennet uzanmış özlediği cehennemi alnından öpüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder