9 Ağustos 2010 Pazartesi

alevlerim diz çöker avuçlarımda...


ömrü sökük, giydiğim kaderin terzi ellerinde sureti...
bıraksan bir dert,girişsen başka dert...
bir yağmur düşer gökten üstüme üstüme sonra,
ıslanır ceketimde cesaretim...
üşür iç cebimde korkularım...
bakışlarım tir tir titrer uzağında...
ayrı gayrı bakar boğazımda yakalarım,
iki yakası birbirine küs bir şehri soyunurum üzerimden
her gecenin batışında...
uykular haram,
rüyalar günah yokluğunda...

ömrü sökük, giydiğim kaderin terzi ellerinde sureti...
bıraksan bir dert,girişsen başka dert...
bir yağmur düşer gökten üstüme üstüme sonra,
ıslanır ceketimde cesaretim...
önce sol yanağıma bir damla tükürür bulutundan gök,
kalbime tuzak çabalarında...
bağırır çağırır yüzüme gök gürültülerinden şiddetini usulca...
fısıldar yüzüme bir şimşek ile tokat tokat sevdasını...
sonra toprağa düşen sularında çiçekler içer tasasını...
bir yağmur düşer gökten üstüme üstüme sonra,
ıslanır ceketimde cesaretim...
düşer yüzüme yağmurundan ıslanan bir yalnızlık,sen ardından.
ve yağmur düştüğünde yüzüme,
alevlerim diz çöker avuçlarımda...
teslim olur ateşim dumanına...
küçülür yangınlar...
saklayamam yangınlarını daha fazla içimde...

bir yağmur düşer gökten üstüme üstüme sonra,
ıslanır ceketimde cesaretim...
kaybolur yüzünde, buharlaşıp dikilemez sökük suretim...
kaydolur uçuşan bir duman gibi göğümde kifayetsiz esir kalbim,
yapayalnız ve yetim...

Hiç yorum yok: