26 Ağustos 2010 Perşembe

ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...

ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...
doğum günün kutlu olsun yüreğim...
geçti iki üç gün ama affet cesaret edemedim...
ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...
anlamak yalan ise anlam aramak neden derim...
korkmam ben senin gibi ,
korkum korkusuzluğumdur benim...
sonum sonsuzluğumdur...
ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...
sıçar sıvar yüzüme kimisi bilmeyiz neden...
ben hiç şair olamadım ,istesemde başaramazdım asla zaten.
ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...
anlamak yalan ise anlamam anlam arama telaşını...
o zaman sakın anlama hiçbirşeyi...
anladığını düşünme cümleleri...
kartpostallar yırtılır gider,
zaten manalarında yangını anlatmakta yoktur şaşırma...
yaprağın damarlarında dünyayı arama...
eylüldür düşer eline her dal tane tane...
anlamışsın anlamamışsın umrumda değil banane...
ama kazanında dermanı karıştıran doktorsun gibi bana teşhis koyma.
küçülme...
tırtıl daha ağırdır kelebeğine göre evet,
ama sen küçülme...
satrançta iyi değilsin belliki...
oyunların basit,kovaladıkların sıradan...
tahmin etmesi kolay...
neyse...
ellerim eylül, yüreğim ağustos benim...
bin defa dediğim gibi...
anlatmasın yazar yazdığını,ressam resmini...
çabalar boşa,küçültür mabedini...
kendine sakla gördüklerini,gördün zannettiklerini...
gördüğüm en biçare yazıydı son okuduğum,
biçaresi kim...
kızgınım...
yanıyor kurşundan kalemim...
görmez olaydım...
aynada gördüklerini yaşam zanneden yürekler,yaşamı inanmadıkları kartpostallarda beklerler...
sırçası kanayan aynalardır beşiklerinde yetim büyüyen bebekler...

*beni tanıdığını sanman yanılgın,kağıda çizebileceğine inanman en büyük hatandır...
tıpkı bunu yaptığımda benimde düşeceğim yanlış gibi...
poker oynamayı öğrenmen şiir yazabileceksin anlamına gelmez...
unutma anlamsızlığın bile sözlüklerde bir anlamı vardır...
çirkinceydi...
kınayabilecek rütbede olsaydım kınardım dostluğunu ey dost...
sarfedebileceğim tek kelime düşer sararıp dilimden bu yüzden.
süzülür kağıda boylu boyunca bir ölü kadar buz gibi kelimeler.
yazık...
çok yazık...
ve kesiyorum sol elimi eylülümden dalımdan...
yoksa ömer seyfettin diyet tam senlik değil miydi...
ne kadar komik...
ne kadar sığ öyle değil mi...
kızgın perşembeleri kusuyorum yuvamda yavrularıma...
uçup gittikleri cumayı huzurlu bir vuslat rüzgarı sallasın diye.

3 yorum:

üryan dedi ki...

bunlar okuduğum en saldırgan dizeler olmuş üstad..

ürkütücü..

e.t. dedi ki...

ürkütücü değil,
üzücü olmuş...
bu üslup zaten ben değil...
bir şair,yüreğinide korumayacaksa eğer,koruyacak neyi kalır...
üstad...?
üstad öldü...
ALLAH rahmet eylesin...

üryan dedi ki...

üstad; yağtığı işe saygı duyduğuklarım için kullandığım bir ifadedir.
Üstad öldü derken kasdettiğiniz üstad kimdir bilmiyorum.. ama bu manada benim üstad dediğim bir tek kişi vardır.. Rahmet üzerine olsun ..