11 Ağustos 2010 Çarşamba

susam yağmurlarından uçuyorum...


ardımdan deli diyen bakışlar sesleniyor omzuma dokunup...
belki yalan değil,haklılar...
neyim bilmiyorum...
bu dev makinanın bir vidası olamadım hala,
çarkında zamanın...
gülüşünün piminde ayarlıyorum akşamı sabahı günlerdir...
ne kadarda sahici oluyor boynumda ölüm,
bülbül şarkısından düşen sesin
kulağımın dallarına usulca konduğunda...

ardımdan deli diyen bakışlar sesleniyor omzuma dokunup...
belki yalan değil,haklılar...
kaybolduğum diyarlarda,
kimim sormuyorum...
yuvasız kanatlarımın uç uç konacak yerim yok yorgunluğunda,
yeşil yaprağın yüzüne başımı kaldırıp bakamıyorum...
vapur arkası simit parçaları tatilim...
susam yağmurlarından uçuyorum...
ve uç uç sırılsıklam ölüyorum...

ardımdan deli diyen bakışlar sesleniyor omzuma dokunup...
belki yalan değil,haklılar...
yurtsuzum belliki,delilerde almıyor aralarına beni...
tek başına bir deli...
yalanlar bile yalancı artık,
dürüst değiller belliki...
bir yalanı yalandan bile dinleyemiyorum...

bir deli bir yalana neden sarılsın ki...
denize düşen neyine sarılır...

dürüst yalanlar kahvesi...

4 yorum:

üryan dedi ki...

denize düşünce kandime sarılırım..
bilirim sahici kollar sadece bende..

e.t. dedi ki...

kendi kolları yetmez bazen insana...

üryan dedi ki...

doğru
yılana bile razı olur değiı mi?
yılana hatta yalana bile razı olur ...

geçtim..
yılanlar ve yalanlar faslından..
yılan da oldum.. yalan da..
yılanı da koynuma aldım.. yalana da kandım..
geçtim..
ve sarılıdım kendi kendime..
yetmese bile..
en azından gerçek..

e.t. dedi ki...

en azından gerçek diye,
üflediler yalanlarını koynumdan yüreğime...
sarılası düşler iskelesinde,
beklettiler üşüyen bekleyişleri
yalan ninniler ile...
avutulası masallar parkı gözlerim..
biraz ıslak kaldırımları,
su birikintisi bakışlardan akanların ışıltısı...

en azından gerçek diye,
üflediler yalanlarını koynumdan yüreğime...
anladım aslında ısıracağını,
ama sevgiye verdiğim sözden
sarıldım sımsıkı yılana vicdanımı...
üflediler,
utandım ,sönemedim...