13 Ağustos 2010 Cuma

düşlerimden düşürdüler geceyi...


düşlerimden düşürdüler geceyi...
geceden karanlığını çaldılar sanki sorgu sualsiz...
elele kopardılar yürekleri sıcacık sevdalarından,
hançer hançer kesip...
ağlatmadılar üzgün gözleri dahi,
yanağına düşrülmedi yağmur damlalarının gölgesi bile,
yağmurlara yasaklandı yağmak dahi...
kurusun dendi mezardaki çiçekleri bile...
bakışlar bulut bulut dağıldı...
ölüm gökte uçan maviye yatan bulutlar kadar bembeyazdı...
düşlerimden düşürdüler geceyi...
aldılar tüm alınamaz düşleri...
tütünsü rüyaları dudağımızdan yaktılar...
merhamet çiçeklerini çiğnediler geçtiler,
o zaman beri,
kırlarım yaza kar tutar...
yaşama kafa tutuşum ,kafasızlığımdan tutuşur...
palandöken yüce dağ,karlanır tepesi zaman zaman zamansız...
yaza beyaz takke zirvesi...
nice sevda türküsü,
güzellerin işvesi,
lav döker gözlerimden bu sebepsizliğimden bazen...
aynı yaranın yanık tenine tuz değdiğinden
alevlenir bazı sevdanın yanık gök yüzü...

düşlerimden düşürdüler geceyi...
sıcak çeliğe alev düşürüp hançerlediler dilimde her kor heceyi...
sebebi budur susuşumun uzun uzun...
dilimde yanık yas tutan yuvasından uçmayan sözlerim var...
sebep budur tuz düşen tende irkilişimin...
bir nedeni var,
gecenin yüzünü
göklerde yıldızı ayı,
suskunluğuma mayalayıp seyredişimin
bir nedeni var...

ben...zamanın gerçek yüzü,01:38

Hiç yorum yok: