9 Ocak 2011 Pazar

sevmeyi tanıyışımdı...


loş yanaklı kaldırımların ve güneşe gülümseyen pencerelerin sokaklarında can bulmuştu ilk karşılaşmamız...
avuçlarımdaki kaynayan çayım buz kesmişti tek bir anla paylaşıp sıcağını...
ve dudaklarım gücenmişti bu duruma...

ve yalanmış bana öğrettikleri tüm fizik kuralları...
newton'a küfrediyordu sanki bakışları,al yanağında yavru bir elma ağacı vardı misali.
uçuşuyordu gülüşünün aydınlattığı bahçesinde büyüttüğü rengi al tüm elmaları.

düşlemiştim üşümeye uğraşırken...
karşımdayken dahi düşlemiştim...
yanandağımın ilk lavıydı sanki hışımla dudaklarımdan akarken...

yürümenin dahada tatlanışıydı,ilk adımlarıymış gibi bacaklarımın...
bir bebeğin amatör mutluluğu vardı içimde sanki,
akan günün basit harikasızlıklar diyarında hemde,
sanki her sabah aynı mucize doğuyordu doğudan yüzüme...
karşılaşma ihtimali cennetleştiriyordu o semti yüreğimde...

beklemenin,saatlerce beklemenin heyecan diye tanımlanmasıydı içimde.


üşümeye ramak kalışımdı...
yüreğimi uzatışımdı...
ev nedir anlayışımdı...

bu dünyadan firarımdı...
sevmeyi tanıyışımdı...


sevgili'm günlük yazılarından haşlama bir bardak kaç/ak çay'dan yudumlayıp yazıyorum size...

Hiç yorum yok: