9 Ocak 2011 Pazar

Yürüsem Yüzünde...


Yürüsem yüzünde...
gülüşünün çizgisine erisem dağımdan baharına katıksız.
gamzene ayak bastı bıraksam haraç misali bir damlasını,
yüreğim dağının avuçlarımın yamacına bakan tepesinden süzüp beyazını...
yürüsem yüzünde...
adım adım...
çözülse yün kazağım her adımında bakışlarım rotasının...
soyunsam ilmek ilmek,adım adım sana...
çırılçıpl/ak kalsam gözlerinde...
her adımda biraz daha ağırlaşsam damla damla su çekip içime...
tane tane batsam tenindeki deniz kokusuna...
yürüsem yüzünde...
bir sıcak hüznü dolasam boynumdan yüzüme atkı diye,
yürünmez mesafelerden üşüsem yolunu...
dudakların...
adakların...
rüzgarını içsem dudaklarının uçurumundan ayaklarımı uzatıp...
çenenin kıyılarından karşılasam denizi yıkayan yağmurun
ağlayan yüzünü.
bir bardak lezzetsiz çayla tutsam huzuru yanağının kumsalında,
ayaklarım çıplak yürüsem seni...
yanağının kokusunu çalsam,
incecik altın kumlarından dokunup tenine...
ve kimseler olmasa sahilinde,
yüzünün kasabasında bir son/baharı yürüsem yapayalnız...
sen bile olmasan...
ay/nalar bile olmasa...
sen bile yüzünü göremesen...
ben yüzünü yürüsem...
gülüşün okyanus kokusunu açsa dudaklarının uçurumuna...
ellerim adım adım dolaşsa boynunun menekşe kokusu sokağında...
boynundan yüreğin camisine inen yokuşta,s/ol yanında
can damarında durup dinlensem üç beş dakika,
bir kısa sap ağlasa bir berduşun kaldırımdaki duasında...
atar damarından bir türkü yayılsa ruhuma parmak uçlarımda...
yürüsem yüzünde...
uçurum kenarındaki evimden baksam gözlerine...
gecedeki deniz rengi gözlerinden uzatsam ayaklarımı
denizine doğru bu şehrin...
sus pus olsa şehir...
saçların dalgalansa yüzünün kıyılarına...
elmacık kemiklerine dek yarışan karabatakları kıskansam yüzünde.

sonra,kağıdımdan neredeyse görünmeyecek,
o kadar küçücük bir gemi katlasam ki sana
yüzünün denizini okyanusu ilan etsem şiirimin...
ve şiir kağıt gemimde batıp dudaklarında ıslansa...
zam/an yüzünde yaşansa...
z/aman yüzünde aşılsa...
gözlerin,geceden ışıklarını çalıp ışıldasa...
gök yüzün ba/kışlarını ısıtsa...

ve ben,yürüsem yüzünde yapayalnız...

gerçek zam/an ; 12.38 öğlenin yalan güneşi okşarken yolların yüzünü...

Hiç yorum yok: