24 Temmuz 2025 Perşembe

altın bir güneş bileyliyor ışığını maviden çekiç vurup

 
bomboş sokaklı bir günün çığlık çığlığa bağırırken genç kırlangıçları,
kutsal çamurlu rahminde doğum yaparken bembeyaz pamuk bulutlar üzerinde bir rahibe,tam da doğum saatinde şu göçmen günün kanatları,
denizden sıkılmış kentlerin ıssızlığına şaşırırken büyük şehrin dilencisi,
altın bir güneş bileyliyor ışığını maviden çekiç vurup,
ve kör olmuş bir sabah,parmaklarından öğrenip yolunu
usul usul korkak adımlarıyla yürüyor gökleri...
Güneş suya veriyor daha da güçlensin keskinleşsin diye ışıktan dövdüğü kılıcını,
denizlerin göğsüne sokup kor kızıl dumanlardan çekip sıyırıp kınından sevdasını...

Kalk sevişelim demez kuşlar kuşlara sevgilim,
Titreşir mahşerin yeri titretmesi misali tüyleri şiirlerin,
Dans eder uçuşurken gözünde bir saniyeye talip olabilmek için düşlerin,
Uzanıp öper sıcak dudaklarını yağan yağmuru kesip yüreğinden yüreğim,
Saat sabahın dördü,
Ve ılık çiğ tanelerini içip dudağının üzerinden usulca kavrulan şu pervasız yazda,
titreyen dudaklarından içip tüm uykunu,
Öpüyorum seni,balı koklayan aç bir arının dilinden damağına çanlar vuran is kokulu çam tadı bir haz ile sevgilim...
Alacakaranlığın arkasına saklanmış o kızıl güneşin tadı var dilinde,
Ve güneşi içiyorum senden ve seninle...
Gök rengi teninde yer yer beyaz buluttan lekeler,
Yağmurları sıcağın henüz yağmamış damla damla bekliyor senden iznini masmavi parlayan göğsünde,
Ve ben henüz yağmamış göklerinden tek tek toplayıp içiyorum senin yağmurlarını,
Susuzluğum baki çölde yalınayak dolaşan sevdama sevgilim.
Kutsal çeşmenden vurup suyuna yüzümü,
Yaşama sende dönüyorum...


kuruyan sevişmeleri katlayıp asarken naylon iplere tüm sıkılmış aşklar,
biz derelere koşup üzerimizden çıkaramadan daha düşüp yıkıyorduk tüm bu yalancı kirlenmiş dünyayı seninle...
öyle bir öpüşüyorduk ki ,bazen o küçük derede boğulup gideceğimizi sanıyordum heyecandan soğuk sularına bi batıp bi çıkan başım ile nefes nefese,
saatlerin dahi sayıp bitiremediği uzayan karanlık gecelerde...


09.16 şehrin sesi uzak ve sağırdı yazlık memleketlerin kulaklarında her sevişme...

Hiç yorum yok: