Benim şiirimin ayağı yere basmaz,
Ya ağaca tırmanır,
Ya atlar bir dağın tepesinden rüzgara sarılıp.
Benim şiirim büyümez,çocuk kalır sevgilim.
Ya yağmurun altında açar kollarını ağzını,
Ya bir çamur birikintisine uzanır kumsalı gibi altın kumların...
Benim şiirim nefes alır,nefes verir,
Şiirim yaşar bir ağaç gibi,
Sararır yaprak döker ekimde,
Su ister susadığında göklerden...
Benim şiirimin kulağı pek duymaz,
Dinlemez kurallar bağıran megafon ağızları.
Benim şiirim dali'sidir kağıtların,
Her okuyan anlamaz duyduğunu...
Benim şiirim savrulur karahindiba tohumları gibi kırlara,
tanrının üflediği nefeslerinden kan dolan kanatlarınca...
Benim şiirim bir cam şişede sallana sallana yüzen,
Çırpındığın okyanuslarda koluna değen bir ırmağın suyu dağlardan eriyip gelen...
Benim şiirim ilk nefesi yeni doğan bir balinanın,
Tutulmaz kor elması sönmez ateşlerin dallarında büyüyen.
Yanar parmak uçlarının dantel çıkıntısı,
Sızlar tüm dünlerin gevrek huzuru yüzünde,
Tuzlanan göz yaşlarından yıkanıp asılır eski gülüşlerin ıslak ıslak yüzündeki akşam güneşine...
Şiirim bir bardak çay akşamın gölgesinde.
Şiirim bir damla zehir dudağından emip eğirdiğim...
Benim şiirimin kıyameti kırılmaz kaderin yumurtasında.
Unutur her kıyameti onu,
Ezberlenemez,
Akılda tutulmaz asla...
12.41 yazmak ve yaşamak üzerine...
tanıştığıma memnun oldum sevgilim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder