Safi dem içiyorum seni.
Kaçırmamak için yıllar boyu benden uzakta çektiğin her kederi ve neşeyi.
Tane tane topluyorum seni.
Tadını çok özledim.
Dokunur gibi buğday başaklarına saçlarını tarar gibi,
Özledim seni çok,
Dokunmayı eline,parmaklarına...
Ve okşamayı,
parmak uçlarına sakladığın her buğday tanesini...
Safi dem içiyorum seni.
Kaçırmamak için yıllar boyu benden uzakta çektiğin her kederi ve neşeyi.
Tane tane topluyorum seni.
Hasretten,vuslattan,
Geçen zamandan,esen yelden düşürüp her günü toprağıma usul usul yağmur ile suluyorum seni,
İlk yeşil filizin için uyumuyorum mesela günlerdir.
Kızıyorum da kendime merak etme,
Kızgınım eskiden de fazla hep şu susayıp susan kalbime.
Bir avuç suyunu uzatabilir misin yüreğinin memleketinden rica etsem peki bana.
Su vesilesidir,dileğim ki kokusunu içip doldurmak tekrar içime o güzel avuçlarının,
Başka su doyurmaz çünkü beni,
İçsem de tüm hintini,pasifiği...
Safi dem içiyorum seni.
Kaçırmamak için yıllar boyu benden uzakta çektiğin her kederi ve neşeyi.
Tane tane topluyorum seni.
Ne zaman gelsem istanbuluna senin,
Celladın çeşmesinde yıkıyorum sabah ezanında ellerimi,
Ve ibret taşına koyuyorum söküp göğsümden seni seven şu günahkar kanlı yüreğimi...
10.28 yediler sekizler ve sabaha karşı ellerimde ölen tüm harfler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder